Bu gariblik berbat imiş, ey dostlar,
Hiç kim gelip, garib halin soran var mı? Gece-gündüz gurbet çekip aşk yolunda,
İçi yanıp, hasret ile dolan var mı?
Maksûdıma yetkür meni ey Hâlık-ı bîçün
Men der taleb-i zülf-i sümen sa-yı Muhammed
(Bana istediklerimi ver. Ey, eşi, benzeri, ortağı bulunmayan Yaratan.
Ben Hz. Muhammed'in şakaklarından sarkan saçlarının yasemin gibi olan kokusunu istiyorum.)
Ruy-ı siyahıñ sür kadem-i Pîr-i Muganga
Lutf etse berür dide-yi binâ-yı Muhammed
(Kara yüzünü, bilgili, yol gösterici, öğütleyici mürşidin ayağına sür
Bağışlarsa gerçekleri gören gözü Hz. Muhammed verir.)
Keçkil hemmedin izle Muhammed'ni rızâsın
Vallah bulasan lâhzada göyâ-yı Muhammed
(Olanca varlıklarından geç Hz. Muhammed'in razı olmasının yollarını ara
Allah için diyorum ki, çok kısa sürede Hz. Muhammed'i -senin için- dua ederken bulursun)
Ümmet günahını tileb ol Şâh-ı Şâhenşâh
Ol Rûz-ı ceza yok bizde pervâ-yı Muhammed
(Ümmetinin günahlarını o Şâhlar Şâhından bağışlatmayı dileyip korktuğu halde,
Bizde, o ceza gününde Hz. Muhammed'in bizim için çektiği korku ve kaygı yok)
Ümmet deyüben kiçe vü kündüz yedi hasret
Köksidin çıkarur pür hun-ı dîlhâ-yı Muhammed
(Ümmetim diyerek gece ve gündüz bizlerin özlemini çekti
Göğsünden kan dolu gönül isteğini -bizlerin bağışlanmasını- çıkardı)