Aile Dergisi bu ay insanlığın kanayan yarası mültecilere açıyor penceresini.
Dr. Fatma Bayraktar Karahan, “Zorunlu Misafirlik: Mülteci Olmak” yazısında
isimsiz misafirlerimizi anlattı bizlere: “Benim adım mülteci değil! Benim bir adım
var ve yanımda olmasa da bir ailem. Köklerim, geçmişim ve hikâyem… Mülteci
dediğinde bana, kimliğim kalmıyor, hiç kimse için anlamım da… Rakamlardan
biriyim sadece senin için, vefat ettiğinde adı zikredilmeyen, kendisinden cenaze
diye bahsedilenler gibi. Ama benim bir adım var. Ben Hıza’yım, ben Erva’yım, ben
Halepli, İdlipli Muhammed’im.”
Mustafa Mehmetoğlu, "Toplumsal Emanet: Mülteciler” yazısında Haşr suresi 9.
ayeti hatırlatarak gönülden inanmış kimselerin, muhtaç insanlara verilenlerden
dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymadıklarının hatta kendileri ihtiyaç içinde
olsalar bile din kardeşlerine kendi nefislerine tercih ettiklerinin altını çizdi.
Dr. Öğretim Üyesi Ayşe Gültekin, bizlere “Yetimlere Karşı Sorumluluklarımız”ı
hatırlattı. Yetim çocukların, üzerine kol kanat gerecek, onları koruyup gözetecek,
arka çıkacak, hayatın zorluklarına karşı her daim yanında olup yardımına koşacak
kimselerden mahrum olduğunu belirterek onların toplumların uhdesine tevdi edilmiş
birer emanet olduğunu belirtti.