Doğa Araştırmaları
SenecaDoğa Araştırmaları Gönderileri
Doğa Araştırmaları kitaplarını, Doğa Araştırmaları sözleri ve alıntılarını, Doğa Araştırmaları yazarlarını, Doğa Araştırmaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne yapıyorum ben? Tehlikelere teselli verecegimin sözünü vermiştim, şimdi bak, hep korkulası şeylerden bahsedip duruyorum. Sonsuz huzur diye bir şeyin olmadığını söylüyorum; çürüyebilen, mahvedebilir de. Ancak ben bunu tesellinin kendisi olarak görüyorum hem de çok güçlü bir teselli, zira tedavisi olmayan korku budalalıktır. Akıl dehşeti söker alır bilgelerden, keza cahiller için de büyük umutsuzluktan güven çıkar. Bu yüzden ani esarete, alevlerin ve düşmanın eline geçince sersemleyen insanlara söylenen şu sözlerin tüm insanlık için geçerli olduğunu düşün:
Mağluplar için tek selamet,
selameti hiç ummamaktır?
Sayfa 221
Sadece kısa ömürlü ve cılız doğmuş biz insanlar değil, kentler, sahiller, karaların kıyı kesimleri ve hatta deniz bile kaderin kölesidir. Yine de kendimizi ikna ederiz iyi talihin süreceğine, inanırız insanoğlunun her işinde ziyadesiyle kısa ömürlü ve değişken olan esenliinin bir yere çöküp öylece kalacağına!
Sayfa 221
Benim için hiç fark etmez, ölümümün etrafında ne kadar yaygara koptuğu, zira o her yerde aynı ağırlıkta.
O halde büyük bir cesaretle karşı çıkalım ne kendisinden kaçılabilen, ne de öngörülebilen şu felakete.
Sayfa 220 - Deprem
Sonunda huzura kavuşsaydık, yine de, her şeye değmiş olurdu
Sayfa 212
Ne var kayadan daha sert, sudan daha yumuşak?
Oysa sert kaya, delinir yumuşak suyun damlalarıyla.
Sayfa 181 - Ovidius
Kişi kaçınmalı o halde, kendisine çekilmeli, hatta kendisinden de çekilmeli!
Sayfa 165
De ki, kendimi adadım özgür çalışmalara. Yokluk beni başka yere zorlasa da, yeteneklerimi ödül bekleyen çalışmalara yönlendirse de, ben döndüm yüzümü kazançsız hedeflere.
Verdim kendimi şiire ve felsefe için faydalı bir çalışmaya. Erdemin herkesin kalbinde bir yer edinebileceğini gösterdim, kendimi talihime değil zihnime göre ayarlayarak, doğuştan gelen sınırlarımı aştım, en yüksek noktada durdum.
Sayfa 163
Biz hem kendimizin yöneticisi hem de belalısıyız: Kimi kere kendimize aşkla katlanıyoruz, kimi kere bezginlikle. Kederli zihnimizi bazen kibirle coşturuyor, bazen şehvetle kabartıyoruz. En acınası olan da, asla kendi başımıza kalmamamız.
Sayfa 159
Kendisine köle olmaktan kurtulan kişi, gerçekten özgürdür.
Sayfa 117
Nedir esas olan? Ruhunu şansın üzerinde tutman, insanın yapısını hatırlamandır: Mutlu da olsan, bunun uzun sürmeyeceğini ya da mutsuz da olsan, istemezsen bunun böyle olmadığını bilebilirsin.
Sayfa 117
Ağlaman, şikâyet etmen, ağıt yakman isyan anlamına gelir. Nedir esas olan? Felaketlere cesurca direnen dikbaşlı ruhun bolluğa karşı durmayacağı gibi, (bolluğu) kendisinden de uzak tutar; talihini beklemeden, doğrudan eyleme geçtiğini bildiğinden ne tehlikeyi arzular, ne de ondan kaçınır: Yılmadan, korkusuzca ileri atılır; ne birinin verdiği rahatsızlıktan, ne de diğerinin ateşinden etkilenir.
Sayfa 116
Arzuladığın şeyin ne gibi bir değeri olabilir? Kutsallarla temasından insanlığa döndükçe gözlerin, tıpkı aydınlıktan karanlığa geçenlerin gözleri gibi kararacak. Nedir esas olan? Talihsizlikleri memnuniyetle karşılayabilmendir: Başına geleni, sanki gerçekleşmesini çok istemişsin gibi kabul etmendir.
Sayfa 116
Aksine asıl büyük zafer, her şeyin kafamızda olduğunu görmek ve kusurlarımızı gidermektir.
Sayfa 116
Niçin böbürleniyorsun böyle? Seni zirveye taşıyan talihin, yine seni ne zaman aşağıya çekeceğini bilmiyorsun: O kendisine göre bir son belirleyecek, sana göre değil. Niçin perişan haldesin? Dibe çöktün: İşte şimdi, burası yükselmenin yeri! Kötü durumlar daha iyiye, iyi durumlar ise daha kötüye dönüşür. Bu türden bir değigiklik, hafif bir nedenle, sadece müstakil bir evde değil, bir topluluk içinde de gerçekleşebilir. Dipten yükselen krallıklar, zirvede, yönetici kademesinde bulunurlar.
Sayfa 115
Ne olup bittiğinden ziyade, ne olması gerektiğini araştırmak! ve bunu, kalıcı bir şeyler yerine yanardöner hediyeler sunan talihe fazla güvenmiş insanlara öğretmek daha yerinde bir davranış değil midir? Zira talih dinlenmek nedir bilmez; eğlencesi hüzünle mutluluğu, kahkahayla gözyaşım karıştırmaktır. O halde kimse durum iyiyken aşın sevinmesin ya da kötüyken yerinmesin: Her an durumlar değişebilir.
Sayfa 115