Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğa Araştırmaları

Seneca

Doğa Araştırmaları Gönderileri

Doğa Araştırmaları kitaplarını, Doğa Araştırmaları sözleri ve alıntılarını, Doğa Araştırmaları yazarlarını, Doğa Araştırmaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, insanlığının da üzerine çıkmadıkça, ne değersiz bir şey! I.4.
Zamanı gelecek, torunlarımız bizim bu kadar açık şeyleri bilmeyişimize şaşıracak.
Sayfa 285
Reklam
Saatlerdir kaybettiğimiz. Onların günler olduğunu düşün, aylar olduğunu düşün, yıllar olduğunu düşün. Hepsini kaybediyoruz, ancak zaten kaybedilecekler. Soruyorum sana, bunların ne kadarını geçtiğimin ne önemi var? Zaman akar ve kendisini aşırı önemseyenleri ihmal eder. Zaman ne benim olacak, ne de zaten benimdi. Kaçan zamanın bir noktasında asılıyım sadece, bu yüzden itidalin önemi büyük. Alimış yaşındayım, diyen birine, Laelius'un, o bilgili adamın cevabı pek hoştu: Hani arlık sahip olmadığın şu altmış yaştan mı bahsediyorsun? Biz yakalanması zor yaşamımızın ucunu tutmaya çalışmakla ve artık kaybettiğimiz yılları kendimizde saymakla yanılıyoruz. Bunu zihnimizden tümüyle atalım. Şunu sürekli kendimize tekrarlayalım; Ölüme yazgılıyz. Ne zaman? Seninki ne zaman? Ölüm doğanın yasası, ölümlülerin görevi ve ödediği bedel, dahası tüm kötülüklerin çaresidir. Şimdi ondan korkan bir gün onu arzular. Ünut her şeyi Lucilius ve zihnini sadece bir şey üzerinde, ölümün adından korkmamaya yoğunlaştır! Uzun süre düşündükten sonra ölüm, sanki pek bildik biri gibi oluverir, zamanı gelince gidip onunla buluşabilirsin bile.
Sayfa 258
Kendimin de sonsuz olmadığını bildiğim halde, şikâyet mi etmeliyim sonumdan? Her şeyin bir sonu olduğunu bildiğim halde son nefesimden korkmalı mıyım?
Sayfa 258
Ruhumu kendi yolunda cesaretlendirmekten ve tüm iyi dileklerle uğurlamaktan başka neye ihtiyacım var? Cesaretle git, mutlulukla git! Sakınma geri götürülmekten. Olayın kendisi değil, sadece zamanı bir prohlem, er ya da geç yapman gerekeni yapıyorsun. Bir şey sorma, korkma, bir kötülükle karşılaşean da geri dönme. Seni doğuran nesnelerin doğası bekliyor, kucağı, daha iyi ve daha güvenli bir yer senin için.
Sayfa 257
Ölümüme neden olacak unsurların büyüklüğünün ne önemi var benim için? Ölmenin kendisi büyük bir şey değil ki.
Sayfa 257
Reklam
İnsanın canı ne küçük mesele! Buna karşın canı küçümsemek ne büyük mesele!
Sayfa 256
Niçin ttremeliyim bir insan ya da bir vahşi hayvan karşısında, niçin bir ok ya da mızrak karşısında? Daba büyük tehlikeler bekliyor beni. Yıldırımların, toprakların ve doğanın haşmetli kısımlarının hedefindeyiz. O halde büyük bir cesaretle çağırmalı, büyük bir darbeyle ya da her günkü, bildik darbeleriyle bize saldırabilecek olan ölümü, Ölümün ne kadar tehditkâr bir şekilde geldiğinin ya da üzerimizde ne kadar büyük bir güç kullandığının bir önemi yok, bizden istediği şey küçücüktür.
Sayfa 256
Bir yerde ölmemiz gerekiyor, er ya da geç. Sağlam da dursa toprak, içindeki her şeyi korusa da ve zararlı bir güçle sarsılmasa da, er ya da geç kavrayacak beni. Ne fark eder,ha ben onu üzerime sermişim, ha o kendi başına bunu yapmış? Düşün ki, toprak kötü olmadığını düşündüğüm etkin bir güçle parçalandı, yarıldı ve beni tarif bilmez derinliğine çekti, ne olur? Ölüm yüzeyde daha mı kolaydır? Şikâyet edecek ne var, doğa beni 'utanç verici bir ölüme çekmek istemiyorsa, beni kendisinden bir parçayla gömüyorsa?
Sayfa 223
Ölüm her yerdeyken, bize her yerden saldırabilecekken ve insanlığa yıkım getirebilecek hiçbir şey 'küçük değilken, sarsıntıdan, dağın bir kenannın ani çöküşündenkı,yı şeridine taşan denizin bu işgalinden korkmaktan dahaaptalca ne var? Bunlar üzmemeli bizi, sanki olağan bir ölümden daha fazla acı barındırıyormuş, ondan çok farklıymış gibi, zira bu veya şu vakitte, bir şekilde bu yaşamı terk etmemiz ve son nefesimizi vermemiz gerekiyor; o halde ölümümüz daha büyük bir nedenden ötürü gerçekleşebilir.
Sayfa 223
Reklam
Ölüme, ölümlülüğün kendisinden daha büyük bir teselli yok!
Sayfa 223
Ayak parmağındaki bir acı, tamamında da değil, sadece (parmağının) kenarındaki bir kesik bile yakıyor canımızı; peki, koyulaşmış bir salya bile beni boğabilirken, korkmalı mıyım sarsılan topraklardan? Bazılan yanlış yola kaçan bir damlayla boğulurken, paniğe mi kapılımalıyım, kendi yatağından doğan denizde, her zamankinden daha fazla su taşıyıp üzerime çullanan dalgayı görünce? Bir damla suyla bile ölebileceğini aklına getirdiğinde, ne aptalca denizde endişeye kapılmak!
Sayfa 222
Yıldırımlardan, yer sarsıntısından ve dibe çökmekten korkan kişi, kendisine çok değer veriyor demektir. Oysa farkına varmalı zayıflığının ve korkmalı kayıtsızlığından! Öyle kutlu organlar tahsis edilmiş şekilde doğduk ve kabullendik ki bu büyüklüğü, dünyanın parçaları hareket etmedikçe, gök yankılanmadıkça, toprak çökmedikçe, ölemeyeceğiz, öyle mi!
Sayfa 222
Hiçbir şeyden korkmamak istiyorsan, her şeyin korkulası olduğunu düşün. Bak çevrene, en ufak nedenlerle bile dağılabiliriz. Ölçüsüzse, ne yemek, ne su, ne uyanma, ne uyuma salim kılar bizi, Ancak bu şekilde anlayacaksın büyük bir çaba olmaksızın yok olmaya yazgılı, değersiz, cılız ve geçici birer beden olduğumuzu, Şüphesiz, karşılaştığımız tek tehlikedir yeryüzünün sallanması, yani birden parçalanarak yeryüzündeki her şeyi dibe çekmesi!
Sayfa 222
Ne yapıyorum ben? Tehlikelere teselli verecegimin sözünü vermiştim, şimdi bak, hep korkulası şeylerden bahsedip duruyorum. Sonsuz huzur diye bir şeyin olmadığını söylüyorum; çürüyebilen, mahvedebilir de. Ancak ben bunu tesellinin kendisi olarak görüyorum hem de çok güçlü bir teselli, zira tedavisi olmayan korku budalalıktır. Akıl dehşeti söker alır bilgelerden, keza cahiller için de büyük umutsuzluktan güven çıkar. Bu yüzden ani esarete, alevlerin ve düşmanın eline geçince sersemleyen insanlara söylenen şu sözlerin tüm insanlık için geçerli olduğunu düşün: Mağluplar için tek selamet, selameti hiç ummamaktır?
Sayfa 221
424 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.