Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alexander von Humboldt’un Yeni Dünyası

Doğanın Keşfi

Andrea Wulf

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Doğa" diyordu Bolívar, "insanın yanılmaz öğretmenidir".
Sayfa 221 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
“Hayal gücü, bazen saf aklın yarattığı derin yaraları yatıştırıyor.”
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
Of of of ekibe bak yaaa
Humboldt, ne yana baksa yeni ve heyecan verici teorilerle karşılaşıyordu. Jardin des Plantes'teki doğa tarihi müzesinde doğa bilimci Georges Cuvier ve Jean-Baptiste Lamarck'la tanıştı. Cuvier, fosil kemikleri inceleyerek ve onların var olan hayvanlara ait olmadıkları sonucuna vararak tartışmalı soy tükenmesi kavramını bilimsel gerçekliğe dönüştürmüştü ve Lamarck yakın geçmişte evrimsel fikirlere yol veren türlerin kademeli başkalaşımı teorisini geliştirmişti. Meşur astronom ve matematikçi Pierre-Simon Laplace, Humboldt'un kendi düşüncelerini biçimlendirmesine yardımcı olan dünya ve evrenin oluşu hakkında fikirler üzerine çalışıyordu. Paris'teki bilginler bilimsel düşüncenin sınırlarını zorluyordu.
Sayfa 163 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
1804 Haziran'ının sonlarında Humboldt, Fransız firkateyni Favorite ile Birleşik Devletler'den ayrıldı ve ağustosta, otuz beşinci yaş gününden birkaç hafta önce, kahraman gibi karşılandığı Paris'e ulaştı. Beş yıldan fazla bir süredir uzaktaydı ve düzinelerce defter, yüzlerce taslak ve binlerce astoronomik, jeolojik ve meteorolojik gözlemle geri döndü. Yaklaşık 60.000 bitki numunesi, neredeyse 2000'i Avrupalı botanikçiler için yeni olan 6000 tür getirmişti, on sekizinci yüzyılın sonunda neredeyse yaklaşık 6000 bilinen türün olduğu düşünüldüğünde bu şaşırtıcı bir sayıydı.
Sayfa 159 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
Cosmos(1845), Alexander von Humboldt
Cosmos doğa hakkında yazılmış önceki kitaplara benzemiyordu. Humboldt, okurlarını uzaydan gökyüzüne ve sonra gezegenin yüzeyinden iç çekirdeğine yolculuğa çıkarıyordu. ... Kitabın kapsamı diğer herhangi bir yayınla karşılaştırılamazdı ve şaşırtıcı bir şekilde Humboldt içinde bir kez bile "Tanrı" kelimesinin geçmediği evren hakkında bir kitap yazmıştı. Evet, Humboldt'un doğası "bir nefesle canlanmıştı. Kutuptan kutuba bir yaşam kayaların, bitkilerin, hayvanların ve hatta insanların kabaran göğsünde atıyordu". Ama bu nefes yeryüzünün kendisinden geliyordu ve herhangi bir ilahi müdahale olmadan başlıyordu. Onu tanıyanlar için bu şaşırtıcı bir şey değildi; çünkü Humboldt hiç dindar olmamıştı. Yaşamı boyunca dini fanatizmin korkunç sonuçlarına dikkat çekmişti. Güney Amerika'daki misyonerlerin yanı sıra Prusya'daki Kilise'yi de eleştirmişti. Tanrı yerine Humboldt "organik yaşamdan müteşekkil muhteşem bir ağ"dan bahsediyordu.
Sayfa 320 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
Kendine güveni vardı fakat sürekli olarak yaptıklarının onaylanmasını arzuluyordu. Bilgisinin genişliğinden dolayı kendisine hayranlık duyuluyordu ama aynı zamanda keskin dilinden dolayı korku duyulan biriydi. Humboldt'un kitapları bir düzine dilde yayımlanmış ve o kadar popülerlerdi ki, insanlar bu kitapları satın alan ilk kişiler olmak için kitapçılara rüşvet veriyordu, ama buna karşın o, fakir bir adam olarak ölmüştü. Beyhude bile olsa son parasını gayretli; genç bir bilim insanına verirdi. Yaşamını seyahatler ve aralıksız çalışmayla sarıp sarmalamıştı. Her zaman yeni bir şeyler deneyimlemek ve kendisinin dediği gibi, ideal olarak, "üç şeyi aynı zamanda yapmak' istiyordu. Humboldt, bilgisi ve bilimsel düşüncesiyle ünlenen biriydi ama akademik bir beyin değildi. Çalışması veya kitaplar arasında kaybolmasıyla memnun olmayarak kendisini fiziksel uğraşlara atıyor, bedeninin sınırlarını zorluyordu. Venezuela'da yağmur ormanlarının gizemli dünyasının derinliklerine girmeye cüret ediyor ve And Dağları'nda aktif bir yanardağın içindeki alevleri görmek için tehlikeli bir yükseklikte dar kaya çıkıntıları boyunca sürünerek ilerliyordu. Altmış yaşında bir adam olarak bile daha genç arkadaşlarını geride bırakarak Rusya'nın en uzak köşelerine 1600 kilometreden fazla bir seyahat yapmıştı.
Sayfa 26 - Ayrıntı yayınları 1.baskı 2017Kitabı okuyacak
Reklam
Ohohohohoho Huxley ne yaptın sen ahhshs
Türlerin kökeni bilimsel camiada kıyameti kopardı. Birçok kişi Darwin'i kâfirlikle suçladı. Son kertede Darwin'in teorisi insanların tüm diğer organizmalarla aynı yaşam ağacının bir parçası olduğu anlamına geliyordu. İngiltere'de basılmasından birkaç ay sonra Oxford'da piskopoz Samuel Wilberforce ve Darwin'in ateşli destekcisi biyolog ve daha sonra Royal Society'nin başkanı olacak olan Thomas Huxley arasında kamuya açık büyük bir tartışma düzenlendi. "Bilimlerin İlerlemesi için Britanya Derneği"nin bir toplantısında Wilberforce provokatif bir şekilde Huxley'e, büyükanne veya büyükbaba tarafından maymundan gelip gelmediğini sormuştu. Huxley, soyunun bir piskopostan gelmesindense maymundan gelmesini tercih edeceğini söyledi. Tartışmalar ihtilaflı, heyecan verici ve radikaldi.
Sayfa 392 - Ayrıntı/Bilim - 3.BasımKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.