Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Milliyetçilik - I

Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006)

Doğu Batı Düşünce Dergisi

Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006) Gönderileri

Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006) kitaplarını, Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006) sözleri ve alıntılarını, Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006) yazarlarını, Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Milliyetçilik - Doğu-Batı, Sayı 38
Yaklaşık yirmi yıl önce basılmış, Milliyetçilik araştırmaları kapsamında, okunması gereken bir sayı olduğunu düşünüyorum. Tabi 39.sayıda da, Alman milliyetçiliğinin klasikleri incelenmiş, ama onu okuyasım yok, lakin sosyal-bilimlerle ilgilenen araştırmacıların iki sayıyı da okumasını tavsiye ederim. Puan olarak 10/10 veriyorum.
Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006)
Doğu Batı - Sayı 38 (Ağustos-Eylül-Ekim 2006)Doğu Batı Düşünce Dergisi · Doğu Batı Yayınları · 20066 okunma
Sermaye, feodal düzenin beylere sağladığı toplumsal gücü ve güç uygulama aygıtlarını sermaye sahiplerine sağlamıyordu. Dolayısıyla eski toplumsal gücünden yoksun sermaye sınıfı, piyasanın kendiliğinden işlemesini sağlayacak ve kapitalist sınıfın haklarıyla varlıklarını karşıt sınıfların saldırılarından koruyacak bir kurumsal güce ihtiyaç duyuyordu. Bu kurumsal güç, halihazırda kendine bir 'kamusal' alan çizmiş bulunan ve yapısal olarak bütün sınıfların üstünde, onlara eşit derecede uzak, fakat birleştirici bir güç olarak bulunan devletten başkası değildi. Bu siyasal kurum ekonomik alandan ayrılmıştı, ancak ondan bütünüyle yalıtılmış değildi. İş ilişkilerini düzenleyecek kuralları ve yasaları yapmakla, ticaretin yönetimine karışmakla, tekellerin düzenlenmesiyle ve rekabet koşullarının oluşturulmasıyla devletin müdahalesi ekonomik alanın tamamını kapsamaktaydı. Buna karşılık toplumsal güçler devlet ilişkileri, refahın arttırılması, yasamanın iyileştirilmesi, devletle din arasındaki ilişkiler, dış ilişkilerin yönetilmesi gibi konularda kamuoyunu oluşturacak faaliyetler içindeydiler. Devlet ideolojisi olan ulusal bütünlük düşüncesi, bu ilişkiler çerçevesinde kamusal yararın korunduğunu ve ekonomik ilişkilerin devlet tarafından dengelendiğini ileri sürerek ortaya çıkmış olan siyasal ve toplumsal düzenin meşrulaştırılmasını sağlıyordu.
Reklam
Ulusal dayanışma, genellikle dinsel ya da dilsel bütünlüğe dayandırılır, varolan ya da geçmişteki devlet toprakları üzerinde yer alan topluluk üyeleriyle birlikte sahip olunan ortaklıklar ve siyasal coğrafyadaki 'doğal' bölünmelerin ayırdığı ötekilerle olan farklılıklarla beslenir.
L'Ecole libre des sciences politiques'te diplomatik tarih bölümünün o dönemdeki başkanı olan Albert Sorel'in milliyetçilik üzerine düşüncelerinden etkilenen Akçura, ulusların geleceğini belirlemede tarih boyunca en etkili olan ideolojinin milliyetçilik olduğunu vurgulamıştır. Geleneksel İslami mirasa sahip olmanın yanında Akçura, aynı zamanda Avrupa' daki akademik ve bilimsel camiadaki gelişmelerle yakından ilgilenmiştir. Akçura'nın milliyetçilik düşüncesini şu unsurlara dayandırabiliriz: Rus Türkologların çalışmaları, Fransız akademik camiası ve Alman romantik milliyetçiliği.
Dille millet arasında kutsal bir bağ olduğu tezini felsefi olarak ilk temellendiren Johann Gottfried Herder' dir. Herder' e göre dil sadece bir iletişim aracı değil, milletlerin ve etnik grupların tarih ve kültürünün -deyim yerindeyse- deposudur.
Bu bağlamda Gökalp'in Alman iktisatçı List'ten etkilenerek oluşturduğu ekonomi projesi, kurulacak olan yeni ulus-devletin ancak "milli iktisat" ile bekasını temin edeceğini varsaymıştır.
Reklam
Milliyetçilik, özünde laik bir ideoloji olsa da, dinlerle karşılıklı 'eklemlenmeci' bir ilişki kurmaktan geri kalmamıştır.
Cumhuriyetçi ilkelere ve ulusal dile dayalı millet fikri Fransız milliyetçiliğinin sık sık Alman ve benzeri "etnik" milliyetçiliklere karşıt olarak, "sivil" (civic) milliyetçilik veya "yurtseverlik" gibi pozitif değer yargılarıyla sunulmasına yol açıyor.
Kan bağı algısı etnisiteyi, ırk kategorisinin alt kümesi, klan ve kabile gibi geniş akrabalık algılarına dayanan diğer kategorilerin ise özdeşi veyahut bir üst seviyesi olarak görmemizi sağlar. (...) Kabile ve klan gibi yapılar, "etnisite molekülünü oluşturan atomlar" gibi tarif edilegelmişlerdir.
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.