Kaygı hepimizde (zaten-hep) bulunan varlığın ta kendisidir, kaygı geçiciliğimizin resmidir. Bu resme bakmaya, genelde ve çoğunlukla isteksiz isek, bu aslında ona verdiğimiz değerden ötürüdür. Hep örteriz kaygının üstünü. Öznel olanda eritip, nesnel olanda pekiştirir, ilgilenimlerde dağıtırız. Ama hep oradadır. Biri gelip üstünü açarsa, sevgide, nefrette, barışta, savaşta seferber edilen şeyi çıplak bırakırsa rahatsız oluruz.