En Yeni Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) sözleri ve alıntılarını, en yeni Doğu Batı - Sayı 92 (Şubat-Mart-Nisan 2020) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zor olan şey, insanın kendi durumu hakkında bir bilgiye ulaşması değildir. Çünkü her insan kendisi hakkındaki bilgiye en iyi gene kendisi sahiptir. Önemli olan kişinin bu bilgiye sahip olmak isteyip istemediğidir. Kierkegaard'a göre kişi umutsuzluk içerisinde olduğunun bilgisine sahip olmak istemez, ki bu da onun zaten umutsuzluk içerisinde olduğunu gösterir. Kierkegaard'ın birçok eserinde referans gösterdiği "kendini bil" ifadesini hatırlarsak, umutsuzluk tam olarak kendini bilmeme isteğidir.
Umutsuzluk her an tekrar tekrar yakalanan bir hastalık olarak daima geçmişi kendisinde taşır ve bu şekilde kendisinden kurtulmayı imkansız hale getirir.
Umutsuzluk ölümcül bir hastalıktır. Ölümcül hastalık olmasının nedeni bu hastalığın bedensel ölümle sonuçlanmasından değil, kişinin acı içinde can çekişmesine rağmen ölememesidir. "Ölesiye hasta olmak ölememektir. Bu sadece yaşamaya dair bir umudun olmaması değil, ölmeye dair de bir umudun olmamasıdır. Ölüm en büyük tehlike olarak görüldüğü zaman, yaşamayı umut ederiz. Ancak daha büyük bir tehlikeyi bilmeyi öğrendiğimizde, ölmeyi umut ederiz. Tehlike büyüdüğünde, ölüm umut halini alır. Öyleyse umutsuzluk ölmeye muktedir olamamanın çaresizliğidir."
İnsan ancak özgürlüğünün bilincine varıp, seçimleri vasıtasıyla onu etkinleştirerek bir kişi haline gelir. Dolayısıyla insan otomatik olarak kendisi olan bir varlık değil, kendi kendisini var eden bir varlıktır.
Kişi kendisini seçtiği zaman kendi kendisiyle ilişki kurar. Benliğin kendisiyle ilişki kurabilmesi onun kendi bilincine varmasının ve gerçek anlamda kendisi olmasının olanağıdır. Benliğin kendisini seçmesi, onu sadece doğaya bağlı bir varlık olmanın ötesinde özgür iradeye sahip bir varlık haline getirir.
Kaygı bireye estetik varoluşun belirlenimlerinden daha fazlası olduğunu hissettiren ve içinde bulunduğu şartlardan koparan bir güçtür. Bir tarafta seçimler yoluyla etkinleştirilen olanakların olanağı yani özgürlük, diğer tarafta ise insanın değiştirme imkanının bulunmadığı zorunlulukla şekillenen şartlar bulunur.