"Kırılmamak için bükül,
Düz olmak için eğril.
Dolmak için boşal,
Parçalan ki yenilen.
Az şeye sahip olanlar çoğa kavuşabilirler,
Çok şeyi olanların zihni karışır.
Dolayısıyla Bilge
Temel Birliğe yapışır,
Gök, altındaki her şeyle onu sınar.
Kendisini göstermez, dolayısıyla her yerde görülür.
Kendisini tanımlamaz, dolayısıyla her şeyden farklıdır.
Yapacaklarıyla övünmez, dolayısıyla başarır.
İşiyle gurur duymaz, işi kalıcı olur.
Çatışmaz,
Ve bu nedenle gök altındaki hiç kimse onunla çatışamaz...
gerçek bütünlük ancak geri dönmekle elde edilebilir."
(Tao Te Ching/The Way and Its Power)
Buddha'nın İlk Soylu Gerçeği "Yaşamın bütünü üzüntüdür" ve Aquinolunun "İnsanın bu yaşamda mutluluğu bulması olanaksızdır" yargısı birbirine nasıl da yakındır.
"Efsaneye göre aynı zamanda kral oğlu olan keşiş Bodhidharma İ.S. 520'de ülkeye geldiğinde Liang hanedanından İmparator Wu tarafından Nanking'de konferans vermeye davet edilmişti.
Wu Ti: "Tahta çıktığımdan beri bir çok manastır yaptırdım.Bir çok kutsal metni kopya ettirdim. Sayısız keşiş ve rahibe yetiştirdim. Ne kadar sevap kazanmışımdır?'
Bodhidharma: 'Hiç.'
Wu Ti: 'Niçin?'
Bodhidharma: 'Bunlar küçük işler. Gök veya yerde daha iyi doğumlara neden olabilirler fakat dünyevi işlerdir ve gölge gibi nesnelerini izlerler. Var gibi görünebilirler ama varlıkları yoktur. Gerçek marifet mükemmel ve gizemli olanı saf akılla, insanaklının ötesindekini doğal biçimiyle yakalamak, maddi işlerde aramamaktır.'
Wu Ti: 'Öyleyse en büyük anlamıyla Soylu Gerçek nedir?'
Bodhidharma: 'Boştur. Soylu bir tarafı yoktur.'
Wu Ti: 'Karşımdaki keşiş kim peki?' Bodhidharma: 'Bilmem.' "