Öne Çıkan Doğudaki Hayalet kitaplarını, öne çıkan Doğudaki Hayalet sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Doğudaki Hayalet yazarlarını, öne çıkan Doğudaki Hayalet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güzel, taze kanına bulaşıcı hiçbir hastalık geçmemiş çok genç bir insanın yalnızca umutsuzluktan öleceğini sanıyorum ben, ona güneş, hava ve özgürlük bırakıldığı taktirde...
Sizi sevenler de ölürler, görüntülerimizin yarı yarıya saklı kaldığı tüm insanların kafaları dağılıp gider ve yine toprak olur, bize ait ne varsa her yana dağılır ve ufalanır, artık kimsenin tanımadığı resimlerimiz silikleşir -sonra adımız unutulur ve artık bizim kuşağımız da devrini tamamlayıp geçer...
"Denizci olarak çıktığım uzun, uzak seferlerin arifesinde olduğu gibi sınırsız düşler kuruyorum, geçmiş günleri, sonsuza dek bitmiş şeyleri, ölmüş yüzleri sıkıntıyla içimden geçiriyorum."
Mermer mezar taşının dibinde, ordaki küçük bitkilerin en tazelerinden birini yanımda götürmek üzere seçiyorum; sonra mermer üstüne kabartmayla yazılı, pırıltısı yitmiş yaldız kaplı adını yine öpüyorum - ve atıma biniyorum, geriye dönüp bakıyorum uzaktan, yüksek İstanbul surlarının göz alabildiğine uzanıp gittiği yalnızlığın ortasında onu bir kez daha görmek için...
Korktuğunuz, duygularınızı derinden alt üst eden kutsal bir mezar ziyareti söz konusu olduğunda kılığın rüküşlüğü konusundaki ayrıntılar pek çocuksu kaçıyor.
Kitapta biraz Genç Werther'in acılarını anımsatan bir tarzı var. Loti'nin ağzından okuyoruz kitabı. Denizci olan Loti, on yıl önce İstanbul'dayken aşık olduğu Aziyade ve en yakın arkadaşı Ahmet'ten yedi yıl boyunca haber alamaz. On yıl önce sık sık ve samimi olarak Ahmet tarafından yazılan mektuplar, zamanla azalır, azalırken de eski samimiyetini yitirir. Loti, durumdan şüphe duysa da İstanbul'a gitme şansı olmaz. On yıl sonra İstanbul'a geldiğinde tek umudu Aziyade ve Ahmet'i bulmaktır. Sadece iki buçuk gün vakti vardır ve onları bulmak için her yolu dener. Eski tanıdıklar, eski mekânlar. Beklemediği sürprizlerle karşılaşır ama vakit sonra erip, dönme vakti geldiğinde kafasındaki tüm soru işaretleri cevaplanmış, on yıldır çektiği azap hafiflemiştir. Dili ve anlatım tarzı yalın olduğu için kolaylıkla okunabilen bir kitap. Ana kahramanın psikolojik durumunu çok rahat ifade etmiş ve okura hissettirmiş. Sayfa sayısı az ve anlatımı da sade olduğu için kısa bir sürede okunuyor ve dimağda hoş bir tat bırakıyor.