Maslow, psikoloji biliminin genelde insanın yetersizliği ile ilgilendiğini yani yarım kalmış ya da örselenmiş içgüdüleri düzeltme çabasında olduğunu fark etti. Gelgelelim insanın içinde bütün bu içgüdüleri (açlık cinsellik güven saygınlık arayışı) gölgede bırakacak güçte bir varoluş içgüdüsü de vardı. Sanki karşı koyulmaz bir akıntı insanı, iyiliğe güzelliğe gönül zenginliğine coşkuya ve karşılıksız sevgiye doğru çekiyordu