Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)

Peyami Safa

Yüksek Puanlı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937) Yorumları ve İncelemeleri

Yüksek Puanlı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937) sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.

Puan

8.210 üzerinden
20,5bin Kişi · 2396 İnceleme
109 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kendini Unutmak
Belkide karşısındaki insandan çok kendine değer verseydi. Sonu böyle olmazdı. Bazen kendinden vazgeçerek sevmek faydasız oluyor. Tıpkı eserdeki gibi. Yazarın bağlayan sürükleyici kalemi içine işliyor insanın adeta
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Yalnız ve hasta bir çocuğun çocukça aşkını ve ızdırabını; mesut olmak isteyen bir genç kızın temiz sevgisini; inanmak arzusu bütün benliğini saran bir insanın kuruntularını ve çıplak hastane duvarlarında yankılanan sessiz hıçkırıkları anlatır. Peyami'nin kendi geçmişinden izler taşıyan eserini okumanız tavsiyesiyle keyifli okumalar
Peyami Safa
Peyami Safa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
Reklam
125 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bana Türk klasiklerini sevdiren ve özendiren bir kitaptı. İlk okuduğumda çok anlamamıştım ama tekrar okuduğumda bazı şeyleri anladım. Karakterin hastalığı ön planda olsa da aşkı daha baskındı.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yazar estetik ve sosyal bilimlerin her dalında bilgi ve görüş sahibi olduğunu bu kitabında iliklerimize kadar hissedeceğimiz biçimde kanıtlamış. Roman hem “otobiyografik roman” türünün başarılı bir örneği, hem de Peyami Safa’nın en çok beğenilen eseri olmayı sonuna kadar hak eden bir eser. Etkisinden uzun bir süre çıkamayacağım kitaplar arasında ayrıca okuduğum bir yazıda zayıf bir bünyeye sahip olan yazarın romanlarındaki karakterleri de ruh dünyaları zengin ama bedenleri zayıf yapıdadır cümlesini kanıtlar vaziyetteydi. Son olarak sonsuz teşekkürler Peyami Safa'ya insana hiç tatmadığı acıyı kelimeler ile bu denli hissettirdiği için.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
8/10 puan verdi
Küçük Bedendeki Büyük Acılar
Kitapta, bacağında eklem hastalığı olan bir çocuğun(15) hastalık süreci anlatılıyor. Aynı zamanda beraber büyüdüğü Nüzhet 'e(19) karşı duyduğu aşkta karakteri daha yıpratıcı bir sürece sürüklüyor. Yazar karakterin yedi yıldır yaşadığı bu hastalığı başarılı betimlemeleriyle ve psikolojik tahlilleriyle okura aktarmıştır. Bu kitabı okumadan önce herkes mükemmel psikolojik tahlillerinden bahsediyordu. Okudukça ne demek istendiğini anlıyor insan, çocuğu o kadar benimsedim ki hep tanıdığım biriymişçesine. Duyguları ve düşünceleri o kadar saf ve temiz ki ...Sanırım çocukken insanlar bazı güzel duygulara daha sıkı sarılıyor çünkü büyüdükçe insanlar duygularını katletmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bazen duygularını öylesine benimsemeli ki insan olabildiğince az zarar görsün . Mücadele, aşk, acı ama en önemlisi 9. Hariciye Koğuşu... Kitabı tavsiye ediyorum. Sağlıklı ve okur kalın
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
En sıradan hastalık türü olan fiziksel hastalığın yaşandığı yer bir hastanedir. Ağır bir rahatsızlık geçirmemiş olsa da bir insan,hastanenin havasını bir kez içine çekmiştir ve empati kurması hiç de zor olmayacaktır. Çekilen acıların, güzel bir edebi dille kaleme alındığı bu kitabı okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
Reklam
184 syf.
7/10 puan verdi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
ÖZET. Sekiz yaşından beri, yedi senedir sol dizinden hasta olan gencin çocukluğundan beri aşık olduğu kendisinden dört yaş büyük Nüzhet'e duyduğu hissiyat ve hastalıkla boğuşması anlatılıyor. Hasta gencin fiziksel ve ruhsal olarak istirahat etmesini gerektiren dizindeki hastalık, Nüzhet'le arasının açılıp Nüzhet'in başka biriyle nişanlanacak olmasıyla git gide kötüye gider. Genç, hastaneye yatırılır ve pansuman süreci başlar. Kitabın sonunda gencin bacağının kesilmeye gerek kalmadığı, pansumanların işe yaradığı görülür. Nüzhet ise Ragıp'la Perşembe günü nişanlanacaktır. Kitabın geneli, kitabın baş karakteri "hasta genç" in psikolojik durumlarından oluşuyor. Fazla bir olay örgüsü yok. Hastane kokularının, koridorlarının, seslerinin; hastanede bekleyen hasta yakınlarının durumlarının tasviri başarıyla yapılmıştır. Romanın şahıs kadrosunda Fatih-Harbiye romanıyla benzerlik görülmektedir. Fatih-Harbiye romanında Şinasi, aşık olduğu kızın babasıyla yakın ilişki içerisindedir. Bu romanda da hasta genç, aşık olduğu kızın babasıyla (Paşa) yakın ilişki içerisindedir. İki romanda da aşık olunan kızın ailesinin bir hizmetçisi vardır: Gülter (Fa.Ha.) ve Nurefşan (D.H.K.). İki romanda da aşık olunan kız ile aşık arasında üçüncü kişi vardır: Macit (Fa.Ha.) ve Doktor Ragıp. Son olarak, hasta gencin bacağının iyileşmesine sevindim. Aşk-meşk ilişkilerinde kaybetse de sağlının düzelmesi bence daha kıymetliydi.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
6/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Çok özen ve özveri ile okuduğum bir kitap oldu. Ana karakterin yaşadığı bir hastalık ve bu hastalığın ona nasıl hissettirdiği anları anlatan bir kitap. Küçük yaşta olmasına rağmen kendinden büyük olan Nüzhet’e duyduğu aşk duygusu çok güzel dile getirilmiş. İçerisinde sevgi barındıran kitaplara ayrıca bir zaafım olmuştur :) Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan bir roman…. Acının, ıstırabın, hüzünün, sevginin,aşkın ve gurur gibi bir çok duygunun tüm sayfalara sığdırılmış hali.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
5/10 puan verdi
Bitmek bilmeyen iç konuşmalarla dolu bir kitap
Yazar, kitabı birinci tekil şahsın gözünden kaleme almış. Her sayfada baş karakterin iç konuşmaları, uzun tasvirlerle, osmanlıca betimlemelerle sayfayı dolduruyor. Bu iç konuşmalar, uzadıkça uzuyor ve sıkıcı bir hal veriyor. Kitabın son otuz sayfasına girildiğinde, zaman daha hızlı akmaya başlıyor ve kitap biraz daha güzelleşiyor. Baş karakterin hastalığı ve yatılı olarak görmekte olduğu tedavi, akışı dramatize ediyor ve hızlandırıyor. Oysa ki, kitabın başları bu kadar çekici değildi. İç konuşmalardan ve uzun uzadıya süregelen, bitmek bilmeyen betimlemelerden hoşlanıyorsanız alın okuyun muazzam bir kitap. Son otuz sayfası zaten gayet akıcı. İç konuşmaları ve birinci tekil şahsın gözünden yazılmış olmasını sevmiyorsanız uzak durun bu kitaptan.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
109 syf.
3/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
OKUMADAN ÖNCE İÇERİĞİNE BAKIN, MÜMKÜNSE DE OKUMAYIN
Kitabın doğru dürüst hiçbir içeriği yok, hatta birnevi çocuk kitabı gibi, okuyarak zaman kaybetmeyin. Üstelik bu kadar abartılıyor olmasına karşın hiç beğenemedim. Basit anlaşılır bir dili var, kolaylıkla okunabilir ama belli bir konusu yok ve ismiyle kitabın uzaktan yakından alakası yok. Kitabın içeriğini araştırmadan okuduğum için içerisinde bir mahkumun geçirdiği hayat anlatılıyor zannetmiştim, merak ederek başlamıştım ama küçük bir çocuğun paşanın kızına aşık olması ve sonra dizinin sakatlığından dolayı ameliyat olması dışında hiçbir içeriği olmadığını görünce ve kitaba 1saatten fazla ayırdığımı farkedince kendimi boğasım geldi.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1937)Peyami Safa · Ötüken Neşriyat · 0102,4bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.