Çılgın Bir Hayatın, Çılgın Yolcusu

Doludizgin Bir Denizci: Jack London

Irving Stone

En Yeni Doludizgin Bir Denizci: Jack London Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Doludizgin Bir Denizci: Jack London sözleri ve alıntılarını, en yeni Doludizgin Bir Denizci: Jack London kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa hayat öyle hoş ve öyle garipti ki.. Onca sorun ve kahramanca uğraş dururken, bütün yazarlar neden duygusal alanlara yönelmişlerdi? Asıl anlatılması gereken, hayattaki aksak yanlar, vahşi isyanlar, dökülen kan, ter, gerilim ve ateş değil miydi?
Sayfa 127Kitabı okudu
Düşün ki, senin, benim ezdiğimiz sinekten arta kalan neyse.. ben öldüğüm zaman ardımda kala-cak olan da odur.
Reklam
Okudukça, o güne kadar raslantılara ve gelgeç tutkulara yer veren düzensiz bir dünyaya kapılmış olduğunu, kendini yönetecek bir ilkeye bağlanmadan gelişigüzel düşünmüş olduğunu farkediyordu. Her şeyi birim haline sokarak evreni somut bir düşünüş tarzıyla ele alıp, gözle görülür ve elle tutulur hale getiren bir bilgi... Bundan böyle raslantılara yer yoktu, her şey kesin kanunlara uymak zorundaydı. Jack London bunu öğrendiğinde öylesine heyecanlandı ki, Henderson Creek'de altın bulduğunu sandığı günkü sevinci devede kulak kaldı... Çünkü, gerçeğin tek olduğunu, saf altının taş çatlasa mika olamayacağını öğrenmişti artık.
Kitaba olanca gücüyle saldırır, güçlüğü yendiğine inanana kadar bırakmazdı elinden. Okuduklarını içine sindirir, öğrendikleriyle beslenirdi.
Sayfa 123Kitabı okudu
Bulduğu ufak tefek işler Jack London'un ne zamanını dolduruyor, ne de karnını doyuruyordu. San Francisco'da yayınlanan Examiner gazetesinin pazar ekinde basılan hikayelerin bin kelimesine on dolar ödendiğini öğrenen Jack, kafasının içinde biçimlenmiş olan sürüyle hikâyeyi kâğıda dökmenin zamanı geldiğini anladı. Küçücük odasına sığdırdığı kaba saba tahta masanın başına oturup, Yukon ırmağını inerken başından geçenleri bin kelimeye sığdırmaya çalıştı. Ve hemen öğleden sonra, yazdığı hikayeyi Examiner'in yazı işlerine postaladı. Jack London hikâyesini gönderirken, yazarlık mesleğine başladığının farkında değildi. O sıra kafasını kurcalayan şey posta dağıtıcılığına atanana kadar, ev sahibinin eline tutuşturmak üzere bir on dolar kazanmaktı. Yazarllığa atılmak için bir kaç yüz dolar biriktirmek, böylece arkasında açlık çeken kimse bırakmamak niyetindeydi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Ve Jack London yazmanın bir kere tadını alınca, bir daha birakamadı.
İnsan boğaz tokluğuna çalışmak zorunda kaldı mı, eğlenceye, okumaya, düşünmeye, kısacası yaşamaya veda etmek şarttı. Beden işçiliği insanı makine haline sokuyordu. Yarım yamalak karnını doyurduktan sonra, ertesi güne güç kazanmak için yatıp uyumak... Jack London, bu tüketici ve budalaca çalışmadan nasıl ve ne zaman kurtulacağını bilemez olmuştu.
Reklam
94 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.