O, üç günlük günümüz aşklarına inat, yıllarca ölümsüz aşkların şiirlerini yazdı.
O şiiri tozlu sayfalara gömenlere inat vazgeçilmez bir tutkuyla kliplere, radyolara, televizyonlara, sahnelere taşıdı.
O şiirin hazır saltanatını sürenlere inat ömrünce gönüllü hamallığını yaptı. Uzatılan her mikrofona adından önce şiir okudu ve her seven kalbe şiir dokudu. O "geçici mevsimlerin şairi" olmaktansa "gönüllerin şairi", "yamalı yürek" olmayı yeğledi.
Günün adamı değil yılların adamı olmak için yazdı yazdı durdu.
Çünkü o şiire yalnız imzasını değil ömrünü koydu. Yani şiir onun icin bir heves değil bir nefesti.
Ve o adam...
Yani Mehmet Gençsoy yıllar yılı yüzlerce şiirini kulaklara değil radyo programları ve kitapları ile yüreklere kazıdı.
Uzun bir suskunluğun ardından Mehmet Gençsoy yeni kitabı Dönüşün Eylülde Olsun ile sizlerle...(Arka Kapak)