Dördü Birden kitaplarını, Dördü Birden sözleri ve alıntılarını, Dördü Birden yazarlarını, Dördü Birden yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ah gözünü sevdiğim beyaz at
Hanım hanımcık taylardan vazgeç de başka bir şey doğur
İnsan gücünün başa çıkamayacağı
Bir milyar beygir kuvvetinde olsun
Bir tay ki yüreği taş kesilmiş insanlardan
Kahrolan sülalenin hesabını sorsun.
içimde renkler uçuşur
al yanar yeşil tutuşur
ne sihirdir ne keramet
ne de el çabukluğu marifet
bu bir ressam oğlu ressam işidir
sağ yanımda usul usul
morla turuncu konuşur
beri yanda kuzguni siyahlardan
ödü patlamış beyazlar
ötede çil yavrusu gibi dağılmış pembeler
kenarda yüzlerce senedir
özlediği kahverengine kavuşmuş bir sarı
beride bursa çinilerine değmiş
yunmuş yıkanmış bir memleket rüzgârı
bazen ılık bazen serin
ışıl ışıl yanıyor mavilerin
dilerim allah'tan dert görmesin
iki kocaman çiçek gibi açılmış gözlerin
minicik ellerin.
her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
bir biri içinde
bir biri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta
bir çift şahin gibi uçurdum gözlerimi salıpazarından
şalpazarı apartmanının dördüncü katından
az gittiler uz gittiler
dere tepe düz gittiler
süzüm süzüm süzüldüler
beylerbeyi'ni aştılar çengelköy'ü geçtiler
gidip kanlıca'da beyaz bir evin üstüne kondular,
ev beyaz olmasına beyaz ama küçük
bir kibrit kutusundan küçüktü
bir tavla zarı kadar küçük evin içinde
olup bitenleri seçmek
gözlerime değil aklıma düştü
çağırdım gözlerimi yuvalarına
anlatın dedim neler gördünüz beyaz evin içinde neler?
bir kadın gördük dediler iri kıyım, perişan
iri memeleri vardı, iri kalçaları
dizinde bir kız, bir oğlan iki çocuk
üçü de hüngür hüngür ağlıyorlardı
allem ettim kallem ettim
ama bir türlü tasarlayamadım
kanlıca'da beyaz bir evde olup bitenleri sonuna kadar
bir tavla zarı kadar küçük eve
bir kadın iki çocuk nasıl sığar?
gel çıkalım sevgilim gel
gel kurtulalım birler hanesinden
çekelim gidelim bir uçtan bir uca
açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
sevelim sevelim sevelim
sevebileceğimiz kadar
içinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
bir tek yaprak veren dalın boynunu burarlar
bir tek meyve veren dalı keserler
insan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.
Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.
Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.
Kendi çamuruma kendimi katsaydım
Kendimi kendim yaratsaydım!
Evvelâ eldiven gibi çevirip tersine içimi, günahlarımı ayıklardım.
Ağrılarımı yakalayıp bellerinden,
Şüphelerimi tutup ellerinden denize atardım.