Dördü Birden sözleri ve alıntılarını, Dördü Birden kitap alıntılarını, Dördü Birden en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sana büyük şehirlerden bahsedeceğim;
En büyük camiler orda kurulur
En küçük mezarlar orda kazılır
En kara yazılar orda dizilir.
Yüksek minarelerde selâ verilir
Civar hanelerde zina edilir.
Büyük şehirlerde yalan söylenir tosunum.
Halbuki küçük köylerin
Mezarlığı bile yoktur.
Büyük şehirlere bağlanma Mehmedim.
Öyle bir şehre yerleş ki
Küçük fakat bizim olsun
Sokaklarında tanımadığın yüz
Ensesine şamar atamayacağın kimse dolaşmasın
Her ağacına elin
Her karış toprağına terin değsin
Ve kuytu evlerden birinde
Senden habersiz ölenler olmasın
gel çıkalım sevgilim gel
gel kurtulalım birler hanesinden
çekelim gidelim bir uçtan bir uca
açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
sevelim sevelim sevelim
sevebileceğimiz kadar
Kendi çamuruma kendimi katsaydım
Kendimi kendim yaratsaydım!
Evvelâ eldiven gibi çevirip tersine içimi, günahlarımı ayıklardım.
Ağrılarımı yakalayıp bellerinden,
Şüphelerimi tutup ellerinden denize atardım.
Ah gözünü sevdiğim beyaz at
Hanım hanımcık taylardan vazgeç de başka bir şey doğur
İnsan gücünün başa çıkamayacağı
Bir milyar beygir kuvvetinde olsun
Bir tay ki yüreği taş kesilmiş insanlardan
Kahrolan sülalenin hesabını sorsun.
Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.
Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.
Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.
her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
bir biri içinde
bir biri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta
içimde renkler uçuşur
al yanar yeşil tutuşur
ne sihirdir ne keramet
ne de el çabukluğu marifet
bu bir ressam oğlu ressam işidir
sağ yanımda usul usul
morla turuncu konuşur
beri yanda kuzguni siyahlardan
ödü patlamış beyazlar
ötede çil yavrusu gibi dağılmış pembeler
kenarda yüzlerce senedir
özlediği kahverengine kavuşmuş bir sarı
beride bursa çinilerine değmiş
yunmuş yıkanmış bir memleket rüzgârı
bazen ılık bazen serin
ışıl ışıl yanıyor mavilerin
dilerim allah'tan dert görmesin
iki kocaman çiçek gibi açılmış gözlerin
minicik ellerin.
içinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
bir tek yaprak veren dalın boynunu burarlar
bir tek meyve veren dalı keserler
insan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli