Hikayeleri okumayı bana bir çok insanın hayatına misafir olma şansı verdiği için seviyorum.Farkli farklı duyguları keşfedip,olaylara empati duygumu geliştirip başka bir gözle bakmami sağlıyor.
Yirmili yaşlarda olmasına rağmen Kırkpınar merdiven dayamış bir bedene hapsolmuş savaş da cepheden cepheye koşan bir yudum ekmekle öğün geliştirip,bölük pörçük uykular,aniden basinin üstünde vızıldayarak gecen bir mermi,parçalanan bedenler,barut ve kan konusundan sonra sevdiklerine kavuşma hayali...
Kaçırılan ve bir sonraki feribot ile yapılan yolculukta bilmeden gönlüne misafir edilen bir hanım efendiyi düşlemek,hayallere dalmaktir.Hayal kurarken gerçeğe dönmek çok büyük beklentiler ile okuması için gönderilmiş ve ailesinin umutlarını taşıyan bir gence eşlik etmek...
Huysuz ve aksi adamın 20 kusur yıllık evliliğinin bir çırpıda bitmesi,kapısını kimse tarafından çalışmaması ,3 kişilik ailenin her bireyin farklı evler yaşayıp kendine bir çıkış yolu araması...
Hayat görüşleri de dünya bakışları da geldikleri şehirler arasındaki farklar kadar büyük olan iki gencin kesişen yolları...
Dışarıdan bakınca küçük dünyanın insanı gibi görünen bir babanın kızı gelecek diye mutfağı darma duman etme pahasına yemeği hazırlama işine gönüllü olması ve evdekilerin hiç ses çıkartamaz.Kızının gözünde tüm sınavları geçmiş...
Daha bir çok sıcacık hikayeye tanık olabileceğiniz su gibi akan bu kitabı okumaya davetlisiniz.
