Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hobbes-Locke-Berkeley-Hume

Dört Adalı

Solmaz Zelyut Hünler

En Eski Dört Adalı Gönderileri

En Eski Dört Adalı kitaplarını, en eski Dört Adalı sözleri ve alıntılarını, en eski Dört Adalı yazarlarını, en eski Dört Adalı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
David Hume
"Gelin, dikkatimizi olabildiğince kendi dışımıza sabitleyelim. Hayâlgücümüzü göklere veya evrenin en uzak sınırlarına koşturalım; biz, gerçekte, kendimizden bir adım ileri asla gitmeyiz, bu dar menzil içinde görünmekte olan algılar dışında herhangi bir varoluş türü de tasarlayamayız. Bu hayâlgücünün evrenidir, orada üretilenin dışında hiçbir idemiz olamaz."
Sayfa 101
Öncelikle Hobbes felsefeden ne anlar; yani Hobbes’a göre fel­sefe nedir? Her şeyden önce, Hobbes’ta felsefe geleneksel anlamından başka bir anlama gelir. Yani Hobbes, felsefenin geleneksel tanımından farklı bir tanım yapar. Hobbes’a göre “felsefe, doğru bir şekilde akıl yürüterek, sonuçlardan nedenle­ rin ve nedenlerden sonuçların çıkarsanmasıdır.” Başka bir deyişle “felsefe, akıl yürütmeler aracılığıyla, kabul edilen ne­denlerden çıkan etkilerin/sonuçların veya fenomenlerin ve bili­nen etkilerden hareketle varlığına geçilen nedenlerin bilgisi­dir.”
Reklam
Çünkü yalnızca cisimsel, maddî olan şeyler toplanıp çıkarılabilir, birleşip ayrılabilir. Başka de­yişle, yalnızca hareket eden şeyler hesaplanabilir ve Hobbes’a göre hareket eden, yayılımı, uzamı olan, değişen şeyler dışın­dakiler cisimsel, maddî şeyler olmadıkları için felsefenin konu­ su olamazlar. O hâlde kendisinde herhangi bir hareket, her­ hangi bir değişmenin olmadığı şey, yani, diyelim ki, Tanrı, fel­sefenin konusu olamaz. Böylece Hobbes bu dünyaya aşkın olduğu düşünülen her şeyi felsefenin konusu olmaktan çıkarır. Hobbes’un sözleriyle “felsefe, teolojiyi, başka deyişle sonsuz, yaratılamaz olan ve ne bölünecek ne birleştirilecek bir şey içe­ren Tanrı’ya ilişkin öğretiyi dışarıda bırakır.” (De Corpore)
Hobbes, İnsan eylemlerini, davranışlarını motive eden se­bepleri ortaya çıkarmayı ister: Her yerde, her zaman aynı olan nedenleri bilebilirsek, geleceğe egemen olabiliriz. Evet, Hob­bes, vaktiyle sekreterliğini yaptığı Bacon’ın “bilmek egemen olmaktır” düstûrunu canı gönülden benimsemiştir.
Hobbes’un materyalizmini onun töz anlayışında daha açık görebiliriz. Hobbes’a göre töz, var olan demektir, maddî/ci- simsel olan demektir. Maddi/cisimsel olmayan ise var olmayan demektir. Bu yüzden, Hobbes’un düşüncesinde “maddî olma­ yan töz” ifadesi bir oksimorondur; yani tıpkı ‘yuvarlak dört­ gen’, ‘dinsiz rahip’, ‘bakire anne’, ‘sabit değişken’, ‘sanal ger­çeklik’ vs. tamlamaları veya sözleri gibi anlamsız ve kendi ken­disiyle çelişen, çatışan bir ifadedir. O hâlde, Hobbes Descartes’ın iki tözünden yalnızca birini töz olarak kabul eder: yayılımlı töz. Peki ya düşünen töz, yani ruh ne olacak? Hobbes’a göre, ruh ve beden birbirinden ayrı tözler değildirler; aynı do­ğada, yapıda olan şeylerdir ve ikisi de aynı doğa yasalarına uyarlar. Madde ve zihin veya tin homojendir ve aynı yasalara tâbidir.
Çağının bilimsel gelişmelerini sıkı bir şekilde takip eden ve onları samimiyetle benimseyen Hobbes, Galileo’nun geometri ve mekanik konusundaki düşüncelerinden son derece etkilen­miştir. Fizik dünyanın mekanik bir sistem olduğu anlayışını, yani bu dünyada olup biten her şeyin, cisimlerin birbiriyle yer değiştirmesi, cisimlerin hareketi ilkesi uyarınca geometrik bir kesinlikle açıklanabileceği anlayışını, kendi sisteminin merkezi­ ne yerleştirir
Reklam
Hobbes’a göre her şeyin kökeninde hareket var­dır. Evren, mekanik doğa yasalarına göre hareket eden cisim­lerin toplamından ibarettir
Örneğin be­deni anlamak istersek, ruha bakmalıyız, çünkü ruh bedenin formu, entelekheia’sidir, kendisi için var olduğu şeydir. Kısaca her şey, kendisi için var ya da yaratılmış olduğu erek ile anlam kazanıp açıklanır.
Kısaca Hobbes, nedensellik nosyonunu, hareketli cisimle­ rin, harekette olan cisimlerin birbirleri üzerine etkilerini göz­ lemlemekten çıkarır. Hobbes’a göre, fizik dünyadan hareketi kaldırırsak, nedenselliği göremeyiz. Hobbes’un bu görüşünün neticesi, katı bir determinizm anlayışı olacaktır. Çünkü Hob- bes’ta bu nedensellik, fiziksel olanlarla sınırlı değildir. Bu ne­ densellik, psikolojik ve dinsel olanda da geçerlidir. Evet, Hob­ bes’a göre ruhsal, psişik faaliyetlerimizin nedeni, fiziksel, doğal hareketlerdir; davranışlarımızın nedenleri ise psişik/ruhsal/zi- hinsel olaylardır. Davranışlarımızın nedenleri olan bu zihin hareketlerini, zihinsel hareketleri, yani duygulan, arzuları, istekleri, korkuları vs. incelersek psikolojik olanda da neden­ selliğin geçerli olduğunu görürüz. Ancak bu alanda nedenselli­ ği gözlemlemek için bir yönteme gerek vardır. Bu da içe bakış (introspection) veya iç gözlem yöntemidir. Heyecanlarımızın gözlemlenmesi ve çözümlenmesi sonucunda psikolojik durum ve koşulları açıklayabiliriz. Evet, davranışlar ile onların neden­ leri olan ruhsal hâller arasındaki nedensel ilişki görüşü ile Hobbes, günümüzün behavioristlerinin, davranışçılarının müj­ decisi olur.
Fakat tam bunların orijininde, başlangıcında, kökeninde Hobbes’a göre duyu (sense) dediğimiz şey vardır. O hâlde du­ yular, Hobbes’a göre, bilgi edinmedeki ilk hareket noktasıdır.Şöyle der Hobbes, “insan zihninde hiçbir konsepsiyon yoktur ki başlangıçta, total olarak veya parça parça, duyu organları ile yaratılmış olmasın.” Başka deyişle Hobbes, zihnimizde olup biten her şeyin, başlangıcını duyu organlarımızın etkisiyle açık­ lar. Kısaca duyu, her türlü zihinsel etkinliğin kökeni, başlatıcı­sı, başlangıcı, orijinidir.
98 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.