Öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim ; bir yayınevinin çalışanı olan Tokio karısıyla sıradan bir hayat yaşar fakat Tokio'nun hayranı ve aynı zamanda öğrencisi olan yoshiko Yokoyama bazı şartlar gereği Tokio'nun evinde kalmaya başlayınca Tokio , Yoshiko'ya karşı bazı duygular beslemeye başlar ve bu duyguların karşılıklı olduğunu düşünür fakat Yoshiko'nun bir sevgilisi vardır ...
Açıkçası ben kitabı çok beğenemedim Tokio'nun karısına karşı davranışları olsun onu eleştirmek olsun benim hoşuma gitmedi . Tokio da sürekli ikilem içindeydi onu da anlamaya çalıştım ama yine de dediğim gibi kitabı çok sevemedim . Ancak kitap kısa ve akıcı olduğu için hemen bitirilebilir bir kitap . Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar <3
"Genç bir kadının ürkek kalbi şen şakrak gibi gözükse de kolayca kederlenir. ipe sapa gelmez durumlar karşısında heyecanlandığı gibi kedere de boğulabilir."
Merhabalar. Öncelikle kitaba puanım 10/9. Kitap kısaca bir yazar olan Tokio'nun, genç kız öğrencisine aşık olmasını ve günden güne içinde adeta sıkıştığı bir hapishanenin oluşmasını ele alıyor. Kitaba ilk başladığım sayfalarda Tokio'yu çok yargıladığımı itiraf etmeliyim. Ama sayfaları çevirdikçe tokio'nun kendi içinde bir ikilemde olmasını, kendisini yargılamasını ve anlatım şeklini okudukça tokio'nun gözünden de bakmaya başladım. Kitapta dönemin kadınlara karşı olan bakış açısına çok fazla gönderme var ve hepsini beğenerek okudum. Şu alıntıyı okuyunca Tokio'yu çok net anladım, aşağıya bırakıyorum. Kısacası beğendiğim bir japon klasiği oldu. Okumanızı öneririm. Bir oturuşta bitiyor ve sıkmıyor.
"Çocukları için yaşayan anne, hayatında anlam bulur. Ama karısının çocukları tarafından elinden alındığını, sonra da çocukların anneleri tarafından elinden alındığını gören bir adam dünyada kendini nasıl yalnız hissetmez?"
Kapının önünde dolaşıyorken
Sokağındaki tozları uçuranın
Sadece rüzgâr olduğunu mu düşünüyorsun?
O rüzgârdan daha öfkeli
O tozlardan daha perişan
Aşkımızın kalıntılarını
Seher vakti karanlığının sarıp sarmaladığını
Görmüyor musun?