Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi

Sevda Şener

Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi Gönderileri

Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi kitaplarını, Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi sözleri ve alıntılarını, Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi yazarlarını, Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ülkemizdeki Mizahın Başarısının Sırrı
Jean Paul'a göre mizah yücenin karşıtını anlatır. Yüce olan tanrısal olan, sonsuz olandır. Sonsuz olanı sonlu olanla, somut ve dünyasal olanla ölçmeye kalkarsak, mizah duygusunu uyandırırız. Öteki dünyadan bu dünyaya bakarsak bu dünya küçük görünür; ikisinin birbiri ile ilintisi mizahı, sonra da gülmeyi uyandırır. Hem acı, hem büyüklük vardır bu gülmede. Mizah, elinde trajik bir maske taşır. En iyi mizahı yaratan uluslar acılı, melankolik uluslardır, İspanyollar gibi. Çünkü mizah tek tek budalaları, budalalıkları ele almaz. Çığrından çıkmış bir dünyanın tüm budalığını dile getirir. Küçüğü yükseltip büyüğün yanına koymaya kalkar ve böylece ikisini de söndürür çünkü ikisi de sonsuza karşılaşınca hiç olmuştur.
Sayfa 157
Çirkin Olanın Bolluğu
Çağdaş yazarlar, oyunlarında tüyler ürpertici biçimlerden, düşsel yaratıklardan, hayaletlerden, hortlaklardan korkmamakta, dinsel ve arı ruhu, hayvansal gövde ile birlikte düşünebilmekte, tutkuları, ikiyüzlülükleri, yalancılıkları dile getirebilmektedirler. Güzelin tek yüzü olmasına karşın çirkinin binlerce yüzü vardır ve modern yazarlar bundan yararlanmaktadır.
Sayfa 156
Reklam
Özgürlük
Özgürlük, tıpkı ışık gibi; düşüncenin her ülkesine girebilmelidir. Kurallar ve sistemler sanatın yüzünü gizleyen sıva gibidir. Bu sıva kazınmalıdır.
Sayfa 151
Romantik Akım
Romantik sözcüğü, 1670'lerde Fransa, İngiltere ve Almanya'da "orta çağ romanslarına ve destanlarına ilişkin olan" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde Aristo, Tasso, Spencer gibi yazarlar, romantik olarak nitelendirilmişlerdir. Bu anlamda romantik sözcüğü, göz alıcı, coşkusal, şaşalı, saçma anlamlarını taşımaktadır. 1766'da aynı sanat üslubuna Gotik de denilmekteydi. Shakespeare, Calderon, Cervantes bu anlamda romantik sayılmışlardır.
Sayfa 137
Her Şeyin En Güzeli Zor Olan
Oyundaki olayların, araya giren zorluklar yüzünden gecikmesi, heyecanlı, acıyı ve zevki arttıran ögelerdir. Tıpkı annelerin hastalıklı büyüyen çocuklarını daha çok sevmeleri, tıpkı ayrılığın aşkı pekiştirmesi gibi, bu yan etmenler de düş gücümüzü besleyerek heyecanı ve zevki arttırır.
Sayfa 130
Tiyatro ve Eğitim
Jean Jacques Rousseau "Politika ve Sanatlar" (1758) adlı yazısında tiyatronun ahlak eğitimi yaptığı inancına karşı çıkmıştır. Yazar, halkın ahlakına etki edecek üç araç sayar. Bunlar yasa, düşünce ve zevktir. Yasalar tiyatro ile uzlaşmaz çünkü en küçük bir zorlama, bu sanatı eğlence yerine işkence yapar. Düşünce de tiyatronun harcı değildir, çünkü tiyatro halka öğretmez, ondan öğrenir. Tiyatrodan alınan zevke gelince, bu sanatın tüm etkisi bizi yeniden tiyatroya getirecek ölçüdedir, fazlasını veremez.
Sayfa 126
Reklam
Tiyatronun Görevi
Lasing, "Hamburg Dramaturgisi" adlı kurumsal yazılar ve eleştiriler destesinde acıma kavramını yeniden tanımlamıştır. Bu tanıma göre acıma, başkasına karşı duyulan özgeci bir hayıflanma değil, onun acısına katılma, aynı acıyı çekmedir. Lessing bunu şöyle bir benzetme ile açıklamıştır: İki teli aynı oranda geldiğimiz zaman tellerden birine dokunduğumuzda öteki tel de birlikte tınlayacaktır. Tiyatro seyircisi de tıpkı bu tellerde görüldüğü gibi trajik olayların etkisini oyun kahramanı ile birlikte duyar, onunla birlikte tınlar. Birlikte tınlamaya hazır olmayan, ahlak özü saklı kalmış olan seyirci ise, kendini sık sık oyunun tınlayışına bırakacak olursa, zamanla kendi doğasında yatan tınlama yetisini gün ışığına çıkaracaktır. Bu durumda tiyatronun ahlaksal görevi, seyirciye ders vermek, doğruyu göstermek değil, onun doğal ahlaklılığını uyarmaktır.
Sayfa 126
Tiyatro nedir?
Sebastian Mercier, duyguların insanları sevgiyle sevecenlikle birbirlerine yaklaştırdığını belirterek tiyatronun işlevini, insanın insana tanıtılması olarak tanımlamıştır.
Sayfa 125
Karmaşık Duygular
Lessing, bu komedyanın amacını ve etkisini açıklarken üzüntüyle sevinç duygularının karmaşık olduğuna, gülmenin gözyaşına, gözyaşının gülmeye dönüşebileceğine değinmiştir. Bu karmaşık duygular seyirciye zevk verecektir: Komedya zevkli olduğu için yararlıdır da. Çünkü zevk vermeyen oyun, yarar sağlamaz. Seyirci saçmayı, gülünce görecek, her çeşit budalalıktan kaçınmak isteyecektir.
Sayfa 123
Krala Acımak
Yazara göre, krallara acıyorsak, bu onların kral olmalarından değil, insan olarak acı çekmelerinden ileri gelir. Krallık onları belki daha önemli kişiler yapar ama daha ilginç kişiler yapmaz.
Sayfa 119
197 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.