Biz üniversitelerde disiplinler olarak adlandırılan ayrı ayrı analiz kutularının, dünyanın anlaşılmasına yardım eden değil, bilakis engel oluşturan şeyler olduğunu öne sürüyorduk. Biz içinde yaşadığımız ve seçeneklerimizin neler olduğunu belirleyen toplumsal gerçekliğin, yurttaşları olduğumuz çeşitli ulus devletler olmadığını, bir dünya-sistem olarak adlandırdığımız daha geniş bir şey olduğunu söylüyorduk. Biz bu dünya-sistemin, devletler ve devletlerarası sistem, üretici firmalar, hanehalkları, sınıflar, her türden kimlik grupları gibi pek çok kuruma sahip olduğunu söylüyorduk. Ve bu kurumların sistemin işlemesine imkan tanıyan, fakat aynı zamanda sisteme nüfuz eden çatışmaları ve çelişkileri de harekete geçiren bir matriks oluşturduğunu söylüyorduk. Biz bu sistemin bir tarihi olan-toplumsal bir yaratım olduğunu; bu toplumsal yaratımın kökenlerinin açıklanması, süregiden mekanizmalarının ayrıntılarıyla tasvir edilmesi ve kaçınılmaz nihai krizinin farkına varılması gerektiğini iddia ediyorduk.
Sayfa 11 - bgst yayınları, ikinci basım, çeviri: ender abadoğlu, nuri ersoy, mayıs 2011, beyoğlu