Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Mecaz Olarak Doğa Kitabı

Dünyanın Fısıltısı

Ergun Kocabıyık

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dünya kndi etrafında dönüo sananlar
İnsanın kendisini gereğinden fazla önemsemesi, onu yanılgıya sürükleyen umudunun kaynağıdır. Hayatın biz olmadan da sürüp gideceğini kabullenmekte zorlanırız. Oysa Nietzsche'nin dediği gibi evren, insan aklının var olmadığı sonsuz zamanlarda nasıl var olmaya devam etmişse, onun yokluğunda da yine öyle devam edecektir.
Nedir ki hayat yürüyen bir gölgeden, sahnede kasılarak dolaşmakla vakit öldüren zavallı bir oyuncudan başka Bir dolu kızılca kıyamet, manasız bir rivayet her şey bir ahmağın anlattığı masaldan ibaret Shakespeare, Macbeth
Reklam
David Le Breton'un dediği gibi dile getirilen acı asla tecrübe edilen acı değildir. "Ağrım var" ağrı olgusunun kendisiyle değil dilin kendisiyle ilişkilidir.
Sayfa 289 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Rivayete göre dünyanın sergilediği düzenin farkına varıp ona kozmos adını veren ilk kişi Pythagoras'tır. Pythagorasçılar yer ile göğün, tanrılar ile insanların dostluk, kural, ılımlılık ve doğrulukla birbirlerine bağlı olduğunu söylüyor, bu nedenle de bütün bu evrene düzensizlik ve karışıklık değil kozmos adını veriyorlardı.
Sayfa 116 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
Platon'un vardığı sonuç özetle şudur: Ad nesnenin sesle taklididir. Başka bir deyişle yaratıcı için, 'mükemmel ressam' için ad koymak onu vücuda getirmek, 'resmetmektir.' Ad, nesnesinin doğal özelliğidir; onun doğasını sesle taklit eder; tıpkı nesnenin de idealar evrenindeki ideasının bir taklidi oluşu gibi dernek ister Platon. Bu durumda adların şeylere doğalarını açıklamak için verildiği kabul edilmektedir. Adı bilmek, nesneyi de bilmek anlamına geliyordu; çünkü adın doğası ile nesnenin doğası birbirini yansıtıyordu.
Sayfa 55 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
İnsanın kendisini gereğinden fazla önemsemesi, onu yanılgıya sürükleyen umudunun kaynağıdır.
Reklam
Taocular, ruhani alıştırmalarla eğitilmeden dağa tırmanmanın güçlüklerini ve hatta zararlarını ısrarla belirtmişlerdir. Dağlar göklere götüren yollardı ( T'ien Tao-Göksel Yol) . Taocu Ölümsüzlere sien, "dağ adamı" adı verilir. İnsanların yaşadığı düzlüklere karşıt olarak yüksek, kutsal dağlar yalnızlık ve tefekkür yerleridir. Dağlarda zirveye çıkmayı engelleyen korkunç varlıklar da yaşar. Açıkçası tırmanış ruhani bir nitelik taşır ve yukarıya doğru ilerlemek bilgiye yaklaşmaktır. Dağ zirveleri manevi açıdan tam-bilinç halini simgeler. Kutsal dağlara yapılan hac ziyaretleri dünyevi arzulardan sıyrılmak, kısmi ve sınırlı olandan bütünsel ve sınırsız olana yükselmek amacını taşır. Çinlilere göre Kun-Lun dağının zirvesi dünyadan kurtulmanın gerçekleştirilebileceği noktaya değer.
Sayfa 157 - Boğaziçi Üniversitesi YayıneviKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.