Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünyanın Orta Yeri Sinema

Sadık Yalsızuçanlar

Dünyanın Orta Yeri Sinema Gönderileri

Dünyanın Orta Yeri Sinema kitaplarını, Dünyanın Orta Yeri Sinema sözleri ve alıntılarını, Dünyanın Orta Yeri Sinema yazarlarını, Dünyanın Orta Yeri Sinema yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü din her şeye karşın alabildiğine mitik ve gelenekseldir.
Sayfa 216 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Batılıların ürettiklerini burada tüketiyor olmak bize bir şey kazandırmaz; bizi özne kılmaz, sadece karikatürleştirir. Oysa özne olamayan bir toplum, özgür olamaz; yalnızca nesne olur; tarih dışına düşer, tarihin yapılmasında birinci derecede aktif bir rolü oynayamaz.
Sayfa 203 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hangi fanı, dünyanın çekici çağrısı karşısında cevapsız kalabilir?
Sayfa 170 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Yeşilçam Sineması
Anlatılmak istenen önemlidir. Bu yüzden anlatma tarzı ciddiye alınmaz.
Sayfa 129 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Yeşilçam filminin odağında kader inancı yatar. Lakin bu, nasıl bir kaderdir(inançtır), tartışılır; fakat her şey, "kader" denilen o muammanın, o gizli elin etkisi; hatta belirleyiciliği altında olup biter. Olay bir yerden kalkar, gelişir, çetrefilleşir, kızışır ve bir yere varır. Çoğunlukla da onlar, erer muradına, biz ise teşrifatçı veya kapıcının, "çıkışlar soldan beyler" (niye beylerse kadın seyirci nerdeyse?), bağırtısına uyarak çıkış kapısına...
Sayfa 126 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Yeşilçam sineması, yoksulların, çaresizlerin, küçük şeylerle yetinmeyi bilen, hayata sevecen bakabilen ve şükredebilen insanların hikayelerini anlattı.
Sayfa 121 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bülent Oran'la Söyleşi
Şimdi de televizyonda zap yaptığım zaman on kanalın beşinde şarkı var. Halkın şarkıya ihtiyacı var. Güzel sese ihtiyacı var. Onun için filmlere her zaman kan getiren bir olaydır.
Sayfa 119 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Bir gün Türkan Şoray'lı, Cüneyt Arkın'lı bir senaryo yazdım, gittim okuyor, ben de dikkatle bakıyorum. Bir yerde ayağa fırladı: -Yahu, Bülent, diye bağırdı. Sen benim düşmanım mısın? -Ne yaptım ben sana, dedim. -Öldürecek misin beni? -Ne yaptım yahu. -Yahu, buraya gene pavyon sahnesi koymuşsun. Tabii sen oturduğun yerde, kalemle atıp tutuyorsun, bu kolay. Cebinden para çıkıyor mu? Oraya kaç tane figüran lazım? O figüranların kıyafeti şusu busu... Beni yaktın, dünyanın parası gidecek. -Kolay hallederiz, dedim. Pavyonu mu çıkaracaksın? -Hayır, pavyonu çıkarmıyorum o şart. Ne yapacaksın o zaman? -Sen, iki dakika ver, ben hemen yazıp getireyim. Sahneyi şöyle değiştirdim. İçeriye giriyorlar, pavyon bomboş. Kız soruyor : -Kapalı bir yere mi geldik? Esas oğlan cevaplıyor : -Hayır, seni bütün gözlerden kıskandığım için pavyonu kapattım, yalnız dans edeceğiz. Bu aslında ekonomik kolaylık olsun diye yapıldığı halde çok tuttu. Sonra bir sürü filmde aynı şeyi yaptılar; hatta kısa bir süre sonra Anadolu'da yaygınlaştı.
Sayfa 118 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Filmlerin iş yapması için ana kurallardan biri, izleyicinin filmdeki kahramanla ya özdeşlik ya da yandaşlık kurmasıdır. Bunun somut bir örneği bir dönemin cinsel içerikli filmlerinin başrol oyuncusu Aydemir Akbaş'tır. Niye çok güzel vücutlu, çok yakışıklı bir adam değil de Aydemir Akbaş? Akbaş, zayıf, çelimsiz bir adamdı. Neden onun filmleri iş yapıyordu? Çünkü Türk sineması izleyicisinin genelinde Aydemir Akbaş'a yakın bir sürü insan vardır. Çelimsiz, zayıf, eğri büğrü yürüyen insanlar...
Sayfa 114 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
Bülent Oran'la Söyleşi
Bizim sinemamız sinsi sanat değildi, seyirciyi rahatlatan bir kaçış sinemasıydı.
Sayfa 114 - Etkileşim YayınlarıKitabı okudu
28 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.