Düşüncenin Coğrafyası
Kurtuluş KayalıDüşüncenin Coğrafyası Sözleri ve Alıntıları
Düşüncenin Coğrafyası sözleri ve alıntılarını, Düşüncenin Coğrafyası kitap alıntılarını, Düşüncenin Coğrafyası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz."Türkiye'de felsefe var mı?"
"Söz konusu bilim adamları Batı toplum analizindeki en son değişiklikleri bulup çarçabuk benimsemişlerdir. yine de Batı toplum kuramının toplumun makro ve mikro unsurlar arasındaki bağlantıya gösterdikleri kapsamlı ilgiyi bütünüyle ihmal etmişlerdir. Açıklanması gereken bu zıtlıktır."
Sayfa 132Kitabı okudu
Son dönemde yurt ve dünyadaki gelişmelerle bağlantılı olarak Türkiye'de sosyolojinin nasıl yapılacağını düşünmek kolayca üstesinden gelinebilecek, faydalı sonuçlarından emin olunacak bir iş değildir.
Türkiye'de sosyal bilim alanında bir şeylerin aksadığının en inkâr kabul etmez kanıtlarından biridir.
Türkiye'de sosyoloji yapmak merkezde değil, çevrede sosyoloji yapmak anlamına gelmektedir.
"Kendisine ezberletilen konuların çoğu da kısa zamanda aklından çıkacak gencin önünde, ya adeta dünyayla ilgisini kesip bir uzmanlık elde etmek ya da tamamen işi sokak politikacılığına dökmek gibi iki yol bulunmaktadır."
Sayfa 224 - Sezai KarakoçKitabı okudu
Zaman içinde sosyal adalet tedbirleriyle kapitalizmin sosyalizme yaklaştığını, kısmi özgürlüklerle de sosyalist toplumların kapitalist toplumlara benzemeye başladığını belirtiyordu.
Sayfa 10Kitabı okudu
Marc Bloch'un 'Doğu bilgeliği'nden esinlenerek ifade ettiği gibi -'insanlar babalarından daha fazla yaşadıkları zamana benzerler."
"İnsan babasına da benzer ama zaman unsurlarına daha çok benzer" yargısına, Edip Cansever'in bir tabelacıya, bir komüniste dair yazdığı bir şiirinin bazı mısraları daha bir açıklayıcılık katabilir:
"İnsan yaşadığı yere benzer / O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer / Suyunda yüzen balığa / Toprağını içen çiçeğe."
Belirleyen net olarak coğrafya. O coğrafya da bambaşka bir coğrafya. O coğrafyanın tarihsel, sosyal ve kültürel ortamı da.
Sayfa 13Kitabı okudu
Türkiye'de sosyoloji, Türkiye'nin sosyal gerçek- lerinden soyutlanmış ve dünyadaki gelişmelerle bağlantısı kurulmadan anlaşılmış bir bilim dalı olduğu için dönemsel ilgi ve kabullerini de tarihsel/toplumsal gelişme, sorun ve ihtiyaçlar değil, uluslararası dönemsel yönelimler belirlemektedir.
Türkiye'deki sosyologların akademisyenlik serüveni, teorik mahiyette metinler yazma hevesiyle başlamakta, üç-beş ya da duruma göre on yıl sonra Batının teorik birikimi karşısında ezilerek daha somut mahiyette çalışmalara yönelinmektedir.