Harika bir akşamüstü çayı gibi sıcak ve rahatlatıcı bir hikaye…”
Jojo Moyes
Bir tutam aşk, bolca umut, azıcık skandal ve bir damla gözyaşı...
Bu hikaye tam bir hayat pastası!
Penny ve Daniel çiftinin, Dut Ağacı Sokağı’nda zamanın bile unuttuğu, eski püskü bir çayevi vardır. Ama leziz tatlılar ve hatıralarla dolup taşan mekanın sevenleri çoktur.
Kırık kalpli müdavimleri arasında kimler yoktur ki? Açlıktan nefesi kokan, Nicolas Cage delisi bir ressam, Korkunç Crawleyler lakaplı, evde kalmış kibirli ikizler, sürekli diyet yapan umutsuz bir ev hanımı ve bir gecede âşık olup kaybettiği sevgilisini bulmak için yirmi yıl sonra bile Dut Ağacı Sokağı’na gelen dünyalar güzeli bir kadın… Üstelik çayevinin sahibi Penny de hayatında istediği büyük değişim nedeniyle endişe içindedir. Kocası Daniel şehrin en güzel pasta ve tatlılarını yapsa da, Penny’nin anne olma ve rahat bir yaşam sürme hayalini gerçekleştirmeye yanaşmamaktadır. Devam mı etmeli, yoksa yollarını mı ayırmalıdırlar?
Sonunda hepsi de değişimin şart olduğuna karar vererek harekete geçer ve her şeyin bir zamanının olduğunu keşfeder; tartışma zamanı, yas tutup kabullenme zamanı ve nihayet mutlu olma zamanı…
“Üzerimde pijamalarımla bir elimde bu kitap, diğer elimde sıcak bir fincan kahve olması fikri, geceleri dışarı çıkma davetlerini reddetmeme neden oldu. Kendimi o leziz tatlıları hayal ederken buldum.” Cecelia Ahern
“Maeve Binchy ile Joanna Trollope karışımı… Bir fincan çay misali içinizi ısıtacak.” Irish Independent
“Ortak noktaları olmayan bir avuç Belfastlının yolu, leziz tatlılarıyla ünlü, eski bir çayevinde kesişir. Çayevinin sahipleri olan Penny ve Daniel Stanley çiftinin birbirinden tamamen farklı olan hayalleri, on yedi yıllık evliliklerini tehdit etmektedir. Penny güzel şeyleri, egzotik tatilleri düşlerken Daniel sadece para biriktirmenin ve geçmişindeki sırları saklamanın derdindedir. Bir de çayevinin müdavimleri vardır: Dikkat çekici bir ismi olmadığı için sanat dünyasında bir yere gelemediğine inanan ve zamanını Nicolas Cage’e mektuplar yazarak geçirirken açlıktan nefesi kokan ressam Brenda Brown, Emily Bronte hayranı zorba karısından kaçıp çayevinin karşısındaki çiçekçi Rose’u seyretmeye dalan kitabevi sahibi zengin Henry Blackstaff ve kayıp gençlik aşkının peşine düşmek için ara sıra New York’tan Belfast’a gelen güzel editör Clare Fitzgerald…” Publisher’s Weekly
“Belfast’taki Dut Ağacı Sokağı’nda yer alan çayevi, her biri hayatlarında bir dönüm noktasına gelmiş renkli karakterlerin buluşma noktası gibidir. Çayevinin sahipleri olan Penny ve Daniel Stanley çiftinden sokağın karşısındaki dükkanda çiçek satan güzel Rose’a, açlıktan nefesi kokan ressam Brenda’ya, çapkın iş adamı ile küçük, tombul karısına, evde kalmış ikizlere ve kendini kurduğu edebiyat kulübüne fena kaptıran gösterişçi okul müdiresine kadar, bir çörek yemek ve bir fincan çay içmek için çayevine giren herkes oradan hayatında bir değişiklik yapma isteğiyle ayrılmaktadır. Belki de sihir, hazırladıkları kek ve tatlıların hamurundadır çünkü çayevi, Stanleylere Penny’nin babasından miras kaldığı günden beri hiç değişmemiştir. Fakat trajik bir kaza, çayevini neredeyse yok olmakla tehdit edince Stanleyler büyük bir değişime kucak açmaya karar verirler. İrlanda’nın sevilen yazarlarından Sharon Owens, tüm bu insanların hikâyelerini çayevinin meşhur vişneli cheesecakeleri kadar yumuşacık bir dille anlatmış. Maeve Binchy ve Rosamunde Pilcher severler bu kitaba bayılacak…” Booklist
“Son derece lezzetli ve keyifli bir çıkış romanı… Harika bir dille kaleme alınmış, güzel bir hikaye. Trajik ama bir o kadar da komik.” RTE
“Sevimli, nostaljik ve romantik bir hikâye…” Evening Herald
“Maeve Binchy ile Joanna Trollope karışımı… Bir fincan çay misali içinizi ısıtacak.” Irish Independent
“Owens, hassas ve artistik bir bakış açısıyla en sıradan şeylerde bile bir güzel