Duvarın Üstündeki Tilki, İlhan Selçuk ile ilk tanıştığım kitaptı. Sanırım gazete yazılarından oluşan bir kitap. Sanıyorum diyorum çünkü kitabın arkasında tanıtım yazısı ya da içinde bir ön söz bulunmuyor. Oldukça açık, su gibi duru ve yalın bir anlatımla karşıladı İlhan Selçuk beni. Sanki yazar kendi kendisiyle konuşmuyordu da bana sorular sorarak beni konuşturuyordu. Gazeteciliğin getirisiydi sanırım tüm bu özellikler. Köşe yazarlığının temeli de kıvrak zekaya sahip olmaya ve dili doğru kullanma becerisine dayanmıyor mu zaten? Bu kitapta hepsi mevcut, kendi kendini okutuyor yazılar resmen. Insanı sıkmayan, bilgilendiren ve düşündüren, tarihe tanıklık ettiren yazılar aynı zamanda eleştirel düşünmemize de olanak tanıyor.