Sevilebilirlik kafesimizi sağlamlaştıran bir başka şey de ihtiyacımız olan şeyin bizden uzaklarda bir yerlerde olduğu ancak ona ulaşamadığımız inancıdır.
Duygusal Tükenmişlik / Nancy Colier
Dünyanın hemen her yerinde özellikle Ataerkil toplumlarda kadına biçilen roller hiç bitmez. Hani bir reklam vardı ya “benim annem hem doktor, hem öğretmen, hem aşçı, hem fırıncı…“ Görev listesi uzayıp giderken annenin de yüzünde kocaman bir gülümse belirir. Başka türlüsü mümkün değilmiş gibi. Bu kadar sorumluk
Nancy Colier’in kaleme aldığı Duygusal Tükenmişlik adlı kitap “Seninle kim ilgileniyor?” sorusu ile başlayarak kadınların farkında bile olmadan hayatlarını hangi kalıplara göre yaşadıklarını ve bunun neticesinde duygusal olarak yorgun bir hayat sürdüklerini anlatıyor. Kültürel, aile, temel inançlar gibi pek çok konuya değinirken kendi yaşantınızdan ya da etrafınızda ki pek çok kadının yaşadıkları alıntılarla karşınıza çıkıyor. Kitapta değinilen en önemli kavramlardan biri de ‘kişisel bakım‘. Kişisel bakımın minik bir tarihçesine değinerek; kişisel bakım dediğimizde akla ilk gelen şeyin kişisel gelişim olduğunu dile getiriyor. Bu tanım beni oldukça düşündürse de kendi kişisel gelişimimizi tamamlamak için içsel dünyamızı rahatlatmak adına yaptığımız kişisel bakımların bu konuda başarı elde edeceğine inandığımız yalanı oldu. Oysa ne kadar cilt bakımı yaparsak yapalım anlık bir rahatlama olduğunu unuttuk önemli olan ruhumuzu tamir etmekti….
Kitabı her kadın mutlaka okumalı ve kendi yolculuğuna çıkmalı… Ve her erkek okuyarak etrafındaki kadınların verdiği mücadeleyi anlamalı…
Bir an için durun ve hayatınızı gözden geçirin: Doğrularınızın başkaları tarafından nasıl reddedildiğini ve sizin de bu reddetmeye nasıl katkıda bulunduğunuzu düşünün.