Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2018 Temmuz - Ağustos

Edebice Dergi - Sayı 14

Edebice Dergisi

Edebice Dergi - Sayı 14 Gönderileri

Edebice Dergi - Sayı 14 kitaplarını, Edebice Dergi - Sayı 14 sözleri ve alıntılarını, Edebice Dergi - Sayı 14 yazarlarını, Edebice Dergi - Sayı 14 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Masallar anlatıp avutamazsın Talihim gözünü açtı diyorum Ninniler söyleyip uyutamazsın Gönlümün uykusu kaçtı diyorum Müsaaden olursa ben gidiyorum Cemal Safi
Geleneği yaşatmak görevim kadar arzum Aruz sünneti arzım, hece vezniyse farzım Zordan vazgeçmedim, kolaya kaçmadım Ecdadıma saygımdır şiirde nazım tarzım. Cemal Safi
Reklam
Gitti gelmez bahar yeli Şarkılar yarıda kaldı Bütün bahçeler kilitli Anahtar Tanrı'da kaldı. Cahit Sıtkı Tarancı
Türkü demek Türki demektir. Bize ait olan ne varsa odur türkü. Milletimizin genetik kodlarını barındıran kültürel mirasımızın edebi ve ebedi adıdır türkü
Kültürü cansız bir bilgi kalabalığı halinden çıkararak onu şahsiyetin ve benliğin en aziz, en vital hareketlerine bağlayan şey edebiyattır. Edebi terbiyesi olmayan ilim adamında fikirler, yaşamak için muhtaç oldukları ihtirastan mahrum kalarak, hafızadan şuura çıkan tünelin karanlığı içinde mekanik bir hareketle gidip gelirler. Düşünme, bu insanların zihninde gitgide kuru bir hatırlama ameliyesine yerini bırakmıştır. Bütün düşünceleri tarihlerle tarifleri anmaya münhasır kalır. Kelimelerle düşündüğümüze göre, bir mütefekkir, o kelimelere sihrini veren edebiyatla devamlı temas halinde bulunmalıdır ki fikirlerini ölü mefhum cesetleri halinden kurtarsın ve ihtirasla doldurarak ayaklandırsın. Peyami Safa
Peyami Safa bu arada, Dr. Abdullah Cevdet'in kendisine sünnet hediyesi olarak getirdiği Larousse'dan Fransızca da öğrenecek ve orta okulu bitirmemiş bu zat Fransızca Gramer de yazacaktır.
Reklam
Peyami Safa Hakkında Necip Fazıl Diyor ki:
Kafası vardı, kültürü vardı, cümlesi vardı, üslubu vardı, meselesi vardı, iç dünyası vardı, hafakanları vardı, çilesi vardı, metafizik arayıcılığı vardı, nefs murakkabesi vardı, estetiği vardı, diyalektiği vardı, cesareti vardı: hasılı bir fikir ve sanat adamında gereken vasıflardan birçok payı vardı. Onun yokluğunu, ölüm tarihi olan bugün bu vasıfların yokluğunda seyrediyoruz...
Günümüzde kelimeler çoğaldı. Ses çoğaldı. Görüntü çoğaldı. Hepsi artık bir derinlikten ziyade bir kirlilik haline gelmeye başladı. Andrea Gide de aynı dertten muzdarip olmuş ki, "Kelimeler o kadar çoğaldı ki Tanrı'nın kelamı duyulmaz oldu." demiştir.
Nurettin Topçu'ya göre insan üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır. Birincisi, hakikatin. İkincisi, iyiliğin, üçüncüsü de güzelliğin peşindedir insan.
Türkiye'de edebiyat baronları, edebiyat brokırları var. İstedikleri isimleri ve eserleri cilalayıp parlatıyorlar. Zihniyetlerine ve emellerine zıt olan eser yahut kişileri ise karartıp görünmez, bilinmez, tanınmaz kılıyorlar. Eserden yazara doğru değil de yazardan esere gidiş var.
Reklam
Bazı kavramları tam manasıyla kavramak zordur; misal huzur. Bulunsa dahi daimiliği hususu şüpheli bir mesele bu. Huzursuzluklarına kılıf arayan insanların sancılarını onların gözünden görmedikçe uzaktan yargılamak pek kolaydır efendim. İsmet Özel ne güzel demiş: "Sızıyı gideren su. Suyun sızladığını kimseler bilmez."
Üç sınıf insan gerçeği olduğu gibi söyler: Çocuklar, deliler ve şairler...
Yürek coğrafyasına Uzanıp Bir yola koyulmalı Yalnız gezen gökbörü Kanat çırpan kartal Göğe şahlanan tay gibi Olmalı Türkü türkü, destan destan Meydan okumalı köhne çağa Nebi gibi Bilge gibi Biraz isyan kokmalı Bir sevdası olmalı Adamın, Bir davası olmalı... Sürgün edip uykuyu Esir alıp korkuyu Yılkı atları gibi, Vadilerde Tozu dumana katmalı. Muhterem Şahin
Turan'da kılıçtan daha keskin ulu kuvvet Yalnız medeniyet, medeniyet, medeniyet!... Hüseyin Cavit
Ey buzlu Şimal'den kopan rüzgar! Dokunma kalbime ateşi parlar. Ümmügülsüm Sadıkzade
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.