Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2018 Mart - Nisan

Edebice Dergisi - Sayı 12

Edebice Dergisi

Edebice Dergisi - Sayı 12 Gönderileri

Edebice Dergisi - Sayı 12 kitaplarını, Edebice Dergisi - Sayı 12 sözleri ve alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 12 yazarlarını, Edebice Dergisi - Sayı 12 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kays'a sormuşlar: "Ne buluyorsun şu Leyla'da Allah aşkına? Çirkin çekilmez bir kadın." Kays da o meşhur cevabında gecikmemiş ""Siz hiç ona benim gözümle baktınız mı?"
Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam! Ahmet Haşim
Reklam
Denizde kafa başka türlü, karadakinden başka türlü işler. Karada çere elini uzatsan elindedir. Ama bir sandalın için çaresizliğin elindesin. Sait Faik Abasıyanık
...Balıkçı dediğin içinden konuşan adamdır, diyeceğim ama yanlış olur. Balıkçı kendisine bile geveze değildir. Balıkçının gevezesine hiç rastlamadım. İnsan geveze ise balıkçı değildir. Balıkçı ise geveze değildir... Balık sükundan hoşlanır. Kendisi gibi ağzı var dili yok insandan haz eder. Sait Faik Abasıyanık
Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı. Sait Faik Abasıyanık
Man Emrah diyeller Karakoyunnu Namertler içinde yigit oyunnu Kaz kimi pismanıh erkeh boyunnu Biz Türk'ük Türklükten dermanımız var. Ercişli Emrah
Reklam
Yüz bin dert çehmişem bin daha gereh Çoh ömür ister ki bir daha göreh Yarım elden aldı o zamlım feleh Hoyrat dost bağınnan gül aldı getdi. Ercişli Emrah
"Baharı özledik artık..." diyor gelen kızlar Ki içlerinde baharın da özledikleri var! Arif Nihat Asya
Yar oturmuş kurulur naz postuna Hiç bakmıyor yarenine dostuna Yaz gelince, çayır çimen üstüne Yar bade doldurur, elleri bir hoş Karacaoğlan
Tanrı
Elsizlere el, dilsizlere dil ver yeniden, Lütfet, bize bin şanlı nesil ver yeniden, Dünyayı alıp avcuna bir gün Tanrım, Avcunda bu dünyaya şekil ver yeniden Arif Nihat Asya
Reklam
Ön adım "Ağrı Dağı" Soyadım "Tanrı Dağı" Arif Nihat Asya
Geçmesin, hep sürsün dediğimiz zamanlara kaldırıyorum kalemimi o vakit! İmdat AVŞAR
Bir çiçeği tohum saçarken bulduğumda güz kaçağıydım. Bir çiçeği kuytuda açarken yakaladım bir seher, o kış ülkesinden bahara kaçmıştı, bense bahar kaçağıydım. Kökü toprağa bağlı bilirler, dağdaki kevenleri. Değil. Kevenler kaç kez kanatlandı, kaç kez kuş olup uçtu başımın üstünden, bir taşın, birdenbire ayaklanıp tavşana döndüğünü gördüm. Bıyıkları buz tutmuş, taze karda ize düşmüş bir avcıydım o zaman, kar kaçağıydım. Kaya şakrağını, su yelvesini, mahmuzlu kızkuşunu, telli turnayı, yeşilbaş sunayı seyrederken bedenimden de firar etmiş, kendimden de kaçmıştım. İmdat AVŞAR
Memleket; çiçek için saksıdaki toprak, ağaç için tutunduğu yer, insan için doğup büyüdüğü topraktır. Manevi bağdır. Çünkü insanı var eden topraktır. Daha geniş perspektifle bakacak olursak; uzayda dünyadır, dünyada ülke, ülkede il, ilde köy, köyde evdir memlekete. Memleketim benim çocukluğumdur...
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.