Edebice Dergisi - Sayı 3 Sözleri ve Alıntıları
Edebice Dergisi - Sayı 3 sözleri ve alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 3 kitap alıntılarını, Edebice Dergisi - Sayı 3 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MAVİDE
Ürperir eşyada yumuşak bir iz,
Bilemezsiniz dostum, siz bilemezsiniz
Burada her gece bir çılgın zafer;
Her gece bir mağlup kahraman vardır!
Ve sonra bir şafak sarışın mahçup
Sıyrılır gözlerden gecenin sisi,
Başlar o tertemiz barış mavisi...
Mavide her derde bir kesin çare
Mavide!
Mavide, siz bilemezsiniz,
Her türlü ah için bir aman vardır!
Babil'in karanlık sokaklarında
Ben yarı üryan, yarı uykulu
Çok eski bir hikayedir bu,
Babilden çok eski
Siz bilemezsiniz
Milad'a bir hayli zaman vardır.
Dilaver Cebeci
Kendi "epik"imizi yeniden kurgulayarak güncelleme beceri ve başarısını gösteremediğimizde başka epikler zihin ve gönül dünyamızı işgal edecek; Süpermen'in uçuşunu, Örümcek Adam'ın kahramanlığını, Harry Potter'daki olağanüstülükleri garip karşılamayanlar Hz. Ali'nin bir vuruşta kırk kafire cehennemi boylatmasını tuhaf bulacaklardır.
Oğul! Her işinde sadece Allah'a ve kendine güvenerek amil ol. Kimsenin eli altında kalma. Kimseye minnet etme. Allah'tan başkasının önünde eğilme. Yüksek moral sahibi, güçlü ve dimdik ol. Yüksekl moralin Allah'a iman ile zuhur edeceğini unutma. İnsanlara iyilik et. Merhametli ol. Merhametli ol ki, sana da Allah merhamet etsin. Haksızlığa asla boyun eğme. İlim sahibi olmanın çarelerini ara. Bilgi kuvvettir. Bunu hiç unutma.
Rahmetli babamın bir sözü vardı. "sanatı olmayan her dava eksiktir" derdi.
Bir de rahmetlinin bir şiiri var ki sonradan önemini anladım. "Medine" şiiri. Bu şiirinde babam vefat ettikten sonra bir vasiyetinin yerine geldiğini gördüğümüz bir mısra mevcut.
"Dağlar tecelli yeri, dağların bağrı emin;
Dostlara vasiyetim: Beni dağlara gömün!"
Dilaver Cebeci
"Ben bir ulağım, pusatsız, atsız, yalın ayak fakat yorulmayan ulak. Düşlerimde haberler işitirim. Sonra onları yavru kurtlara anlatırım. Yeni düşler öğütlerim."
Sayfa 25
"Ölümden öte köy yok lakin bizim yaşamak mecburiyetimiz var. Ölümüz değil, dirimiz yarayacak vatana."
Sayfa 61
Eski Bir Hasret Türküsü/Dilaver Cebeci
"Gündüzler, ağ atıp tuttular beni,
Geceler, zindana attılar beni,
Çağdaş şehirlerde sattılar beni,
Zincirlerden azad olamıyorum."
Sayfa 27
Orhun Abideleri/ Mustafa Kemal Atatürk
"Atatürk'ün birçok uygulaması Orhun Abidelerinden etkilendiğini göstermektedir. Orhun Abidelerinde geçen 'Ey Türk, pişman ol ve kendine dön!' sözü, Mustafa Kemal'in 'Ey Türk titre ve kendine gel!' sözünü hatırlatır. Aynı zamanda Nutuk, Atatürk tarafından tüm Türk ulusuna, yazıtlar ise, Bilge Kağan, Tonyukuk ve Kül-Tigin'in sözleriyle Yollug Tigin tarafından Göktürk halkına yazılmıştır. Bu benzerlikler Mustafa Kemal Atatürk'ün Bilge Kağan, Kül-Tigin ve Bilge Tonyukuk'tan etkilendiğini açık bir şekilde göstermektedir."
Sayfa 58
Türk milleti 32 beylik, 38 devlet, 15 imparatorluk, 34 hanlık, 4 atabeylik ve 10 cumhuriyet kurmuştur.
Daryush Shayegan/ Yaralı Bilinç
"Batının karşısına dikileyim derken kendisi Batılılaşan; dünyayı manevileştireyim derken kendisi kutsallıktan uzaklaşan ve tarih reddedeyim derken bütünüyle tarihe gömülen din."
Sayfa 70
Türklüğün Sosyolojik Yapısı/ Ali Bademci
"Türk ırkına hareket veya aksiyon kazandıran baştan beri sahip oldukları at kültürü ve sonra kullanılmaya başlayan 'atlı arabalar'dır. O zamanın dünyasında 'atlı arabalar' mutlak suret devrin büyük bir icâdı hatta uçağıdır. Işte, Türklerin hareket kabiliyeti 'at'a dayalı tamamen ekonomik bir yönlendirici olan sanayi hayvancılığıdır. Hâlâ sanayide gücün 'beygir'le ifâde edilmesinin sebebi işte budur."
Sayfa 48
"Nasıl bir görüntü veriyoruz. Iç çizgimiz nasıl. Belgeler, deliller, nüfus kağıtları, bir berat belgesine dönüşecek mi? Yürekli muhabbetler ses verecek mi?
Galiba şüphedeyiz de. Ruh dokunuşlarını ve alacağı şahitli(k) görüntüleri, ruh kisvelerini unuttuk."
Sayfa 70
Cemil Meriç
"Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlar; karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! Düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bir ülkede düşünce adamı nasıl çıkar?"
Sayfa 54