Tahtakurusu da sarayın lûtfuna uğramış hayvanlardandır. Gazetelerde adı geçmezdi. Çünkü «tahtı kurusun» dileğini ses bakımından uzaktan uzağa akla getirir gibiydi.
Sayfa 106 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Birinci BaskıKitabı okudu
Nadide'nin konusundan söz edecek değilim; zahmete değmez... Üslûp (biçem) ve düzeni baştan başa Ahmet Mithat Efendi'nin kötü bir taklidiydi. Taklidi o kadar ileri götürmüştüm ki hikâyeyi yarıda keserek, sanki konu gerektiriyormuşcasına bir felsefe düşüncesine bile ayrı bir bölüm ayırmıştım. Bunu olduğu gibi aktaracağım. Bu düşüneclerde bir değer bulduğum için değil. O zamanın kültürünün, o dönemde yetişmiş on üç( on dört yaşlarındaki bir çocuk üzerinde o yıllar yayınlarının etki gücünü gösteren bir belge niteliğinde olduğu için. Aynı zamanda bu, benim ruhumun sonradan geçirdiği gelişim bakımından da iyi bir örnek olacaktır. Böyle bir başlangıçtan yola çıkarak bugünkü ruhsal ve düşünsel kimliğe ulaşmak için başka türlü etkiler altında kalmış olmaklığım gerekir.
Arif Bey, Ahmet Mithat Efendi’yi tanıdığını söylüyor, özel yaşamı üzerine hikâyeler anlatıyordu. Bu en büyük romancının en çok tad alarak okuduğu yazılar lokantaların yemek listeleriymiş.