" 1932' de başlatılan kolhozlaşma ile kendi yurdunda bir köle durumuna düşen; milliyet, dil ve din gelenekleri tecavüze uğrayan, yaşama hakları kısıtlanan Türklerin komünizm baskısı altında ezilişlerini gösteren roman, Nazi esir kamplarındaki açlık ve vahşet sahneleriyle daha da ürkütücü bir nitelik taşıyor. "