Her Müslüman birey, bid’at ve hurafelerden arındırılmış İslâm anlayışına dayalı bir imana, bu imanın gereği olarak da düzgün bir ahlâka sahip olmalıdır.
İnsan, kendisi ile, inandıkları arasında bir uyum sağlamalıdır, kendisi ile barışık olmayan, söylediklerine kendi kani olmayan insan çelişki yaşar.
Çelişki zıtlığı doğurur zıtlık ilkeyi sarsar, sarsılan ilke ahlâkî zaaf oluşturur.
Putlar birbirini besler, biz eğer içimizdeki enaniyet putunu, kendine taparlık putunu yıkamamış, yıkmamış ve putumuzu yere sermemişsek meydanlardaki putları besliyoruz.