Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar Gönderileri
Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar kitaplarını, Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar sözleri ve alıntılarını, Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar yazarlarını, Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdullah b. Ömer’den gelen rivayet göre Allâh Rasûlü şöyle buyurdu:
“İsrailoğulları yetmiş bir fırkaya bölünmüş olup biri dışında hepsi cehennemdedir. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya bölünecek ve onların da biri dışında tümü cehennemde olacaktır.” “Peki, o fırka hangisidir?” diye sordular. “Benim ve ashâbımın izinden gidenlerdir” buyurdu.
Yine inancımız odur ki iman sahibi olan kişi, büyük günah işlemesi yüzünden cehenneme girse dahi, sonsuza dek cehennemde bırakılmaz. Allâh er geç onu oradan çıkartacaktır. Çünkü onun açısından cehennem, dünyadaki zindan cezası gibidir. Dolayısıyla orada suçunun ve günahının büyüklüğüne denk bir süre kalır. Sonra Allâh’ın rahmetiyle oradan çıkartılır, sonsuza dek orada bırakılmaz.
Selamün Aleyküm
İncelememi müellifin önsözüyle başlamayı doğru buldum.
"Hamd olsun o Allah’a ki her kitaba övgüsüyle ve her konuşmaya zikriyle başlanır. Onun övgüsü mükâfât yurdunda nimet verilenlerin eğlencesidir; her hastalık onun adıyla şifa bulur. Her gam ve musibet onun yardımıyla giderilir. Darlıkta ve bollukta eller, yalvararak ve
Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyurarak bid‘atçinin lânetlenesi bir kişi olduğunu ifade etmiştir:
“Her kim (dinde olmayan) türedi bir şey ortaya koyar veya böyle birini hanesinde barındırırsa Allâh’ın, meleklerin ve tüm insanların lâneti onun üzerine olur ve Allâh onun ne farzını, ne de nâfilesini kabul eder.”
Hz. Enes’in naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“İyi bilin ki Allâh, beni seçti; benim için de ashâbımı seçti, onları bana yâr ve yardımcı eyledi. Âhir zamanda kimileri çıkacak ve onları kadrini düşürmeye çalışacak. Siz siz olun, onlarla birlikte yeyip içmeyin. Onlarla kız alıp vermeyin. Onlarla birlikte namaz kılmayın. Cenaze namazlarında dahi bulunmayın. Çünkü onların üzerine lânet inmiştir.”
Abdullah b. Ömer’den gelen rivayet göre Allâh Rasûlü şöyle buyurdu:
“İsrailoğulları yetmiş bir fırkaya bölünmüş olup biri dışında hepsi cehennemdedir. Benim ümmetim ise yetmiş üç fırkaya bölünecek ve onların da biri dışında tümü cehennemde olacaktır.” “Peki, o fırka hangisidir?” diye sordular. “Benim ve ashâbımın izinden gidenlerdir” buyurdu.
“Gün gelecek ve din, yılanın deliğine çekildiği gibi, Hicaz bölgesine çekilecektir. Allâh’a yemin ederim ki dağ keçisi, korunmak için dağın tepesine sığındığı gibi, din de Hicaz’a sığınacaktır. Din, kimsesiz olarak başlamış ve gün gelecek bu kimsesiz haline geri dönecektir. Ne mutlu o kimsesizlere!”
“Bu kimsesizler kimlerdir?” diye soruldu. Hz. Peygamber, “vefatımdan sonra insanlar tarafından yozlaştırılmış olan sünnetimi ihya edenlerdir” buyurdu.
Bunlar: Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Talha b. Ubeydullah, Hz. Zübeyr, Abdurrahman b. Avf, Sa‘d b. Ebî vakkâs, Hz. Saîd ve Ebû Ubeyde b. Cerrah’tır (r.anhum).
Yine Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kurbanlıklarınızı güçlü kuvvetli olanlardan seçiniz. Çünkü onlar, sizi sırat köprüsünden geçirecek bineklerinizdir.”
Huzeyfe (r.a.) Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
“Hz. İbrahim (a.s.) kıyamet günü ‘Ey Rabbim!’ der. Allâh ‘Söyle, ey kulum!’ buyurur. Hz. İbrahim, ‘Ey Rabbim! Ademoğlunu yaktın’ der. Bunun üzerine Allâh, ‘Kalbinde bir buğday veya arpa tanesi kadar iman olanları cehennemden çıkartın’ buyurur.
Yine inancımız odur ki iman sahibi olan kişi, büyük günah işlemesi yüzünden cehenneme girse dahi, sonsuza dek cehennemde bırakılmaz. Allâh er geç onu oradan çıkartacaktır.
“Her peygamberin makbul bir duası vardır; ama diğer bütün peygamberler acele davranarak bu dualarını dünyada etmişlerdir. Ben ise duamı ümmetime şefâat etmek için kıyamet gününe sakladım. Ümmetimden Allâh’a ortak koşmadan ölenler benim bu şefâatime nâil olacaklardır.”
Yine Câbir b. Abdullah’ın naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.), şöyle buyurmuştur:
“Benim şefâatim, esasen ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.”