Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cep Boy

El-Hüccetüz-Zehra

Bediüzzaman Said Nursî

En Beğenilen El-Hüccetüz-Zehra Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen El-Hüccetüz-Zehra sözleri ve alıntılarını, en beğenilen El-Hüccetüz-Zehra kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merhametsiz siyah bir kalb; kâinatı ağlar, çirkin, zulüm ve zulümat suretinde görür. Fakat iman gözüyle baksa; yetmiş güzel hulleleri giymiş bir cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayırlar ve hikmetlerden dikilmiş yetmiş binler güzel libasları birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eder bir insan-ı ekber ve ondaki insan nev'ini bir kâinat-ı suğra ve herbir insanı bir âlem-i asgar müşahede eder.
Sayfa 33
Enbiyadan sonra en muhterem ve yüksek taife ve ümmi ve bedevî oldukları halde az bir zamanda nur-u Muhammedî (A.S.M.) ile şarktan garba kadar âdilane idâre edip, cihangir devletleri mağlub ederek müterakki, fenli, medenî, siyasî milletlere üstad, muallim, diplomat, hâkim-i âdil olarak o asrı bir asr-ı saâdet hükmüne getiren sahâbeler; Muhammed'in (A.S.M.) her hâlini tedkik ve taharriden sonra gözleriyle gördükleri çok mu'cizatın kuvvetiyle eski düşmanlıklarını ve ecdadlarının mesleklerini ve çokları -Hâlid İbn-i Velid ve İkrime İbn-i Ebû Cehil gibi- pederlerinin tarafdarlıklarını, kavim ve kabilelerini tamamıyla bırakıp bütün ruh u canlarıyla, gayet fedâkârane bir surette İslâmiyete girerek aynelyakîn derecesinde Muhammed'in (A.S.M.) sadıkıyetine ve risâletine îmanları; sarsılmaz, küllî bir şehâdettir.
Reklam
Evet, Muhammed'in (A.S.M.) getirdiği nur ile kâinatın mâhiyeti, kıymeti, kemâlâtı ve içindeki mevcudatın vazifeleri ve neticeleri ve memuriyetleri ve kıymetleri bilinir, tahakkuk eder. Ve kâinat baştan başa gayet mânidar mektubât-ı İlâhiye ve mücessem bir Kur'an-ı Rabbânî ve muhteşem bir meşher-i âsâr-ı Sübhâniye olur.
Cümle dediğin..
Bu kâinat, nasılki kendini icad ve idâre ve tertib eden ve tasvir ve takdir ve tedbir ile bir saray, bir kitab gibi, bir sergi, bir temaşâgâh gibi tasarruf eden Sâni'ine ve Kâtibine ve Nakkâşına delâlet eder; öyle de: Kâinatın hilkatindeki makâsıd-ı İlâhîyeyi bilecek, bildirecek ve tahavvülâtındaki Rabbânî hikmetlerini tâlim edecek ve vazifedârâne harekâtındaki neticeleri ders verecek ve mâhiyetindeki kıymetini ve içindeki mevcudâtın kemâlâtını ilân edecek ve "Nereden geliyorlar? Ve nereye gidecekler? Ve ne için buraya geliyorlar? Ve çok durmuyorlar, gidiyorlar?" diye dehşetli suallere cevab verecek ve o kitâb-ı kebîrin mânâlarını ve âyât-ı tekvinîyesinin hikmetlerini tefsir edecek bir yüksek dellâl, bir doğru keşşâf, bir muhakkik üstad, bir sâdık muallim istediği ve iktizâ ettiği ve herhalde bulunmasına delâlet ettiği cihetle; elbette bu vazifeleri herkesten ziyâde yapan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın hakkâniyetine ve bu kâinat hâlıkının en yüksek ve sâdık bir memuru olduğuna kuvvetli ve küllî şehâdet edip "Eşhedü enne Muhammederresûlullah" der.
Evet, okumak ve yazmak öğrenmediği ve ümmi olduğu halde; ondört asrın ukalâsını, feylesoflarını hayrette bırakan ve edyan-ı semaviyede birinciliği kazanan bir din ile birden, tecrübesiz ve def'aten meydana çıkması emsal kabul etmez bir halet olduğu gibi; sözlerinden, fiillerinden, hallerinden çıkan İslâmiyet her zamanda üçyüzelli milyon insanın ruhlarına, nefislerine, akıllarına terbiyekârane ders vermesi ve manevî terakkiyata sevketmesi, emsalsiz bir halettir.
“dâr-ı âhiretteki hayat-ı bâkiyeye inanmayan bir insan, kendini dünyada dahi küfürden neş'et eden bir manevî cehenneme atar, daima azab çeker. Rehber'de izah edildiği gibi, bütün geçmiş ve gelecek zamanlar ve mahluklar ve kâinatlar, zeval ve firaklarıyla mütemadiyen onun ruh ve kalbine hadsiz elemleri yağdırıyorlar, Cehennem'e gitmeden evvel Cehennem azabını çektiriyorlar..”
Sayfa 34 - Envar neşriyatKitabı okudu
Reklam
“Hem insanın hodgâm hevesatı ve süflî ve akibeti görmeyen hissiyatı, kâinatta cereyan eden rahmaniyet ve hakîmiyet ve rububiyet kanunlarına mikyas ve mehenk ve mizan olamaz. Kendi âyinesinin rengine göre görür. Merhametsiz siyah bir kalb; kâinatı ağlar, çirkin, zulüm ve zulümat suretinde görür. Fakat iman gözüyle baksa; yetmiş güzel hulleleri giymiş bir cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayırlar ve hikmetlerden dikilmiş yetmiş binler güzel libasları birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eder bir insan-ı ekber ve ondaki insan nev'ini bir kâinat-ı suğra ve herbir insanı bir âlem-i asgar müşahede eder..”
Sayfa 32 - Envar neşriyatKitabı okudu
Merhametsiz siyah bir kalb; kâinatı ağlar, çirkin, zulüm ve zulümat suretinde görür. Fakat îman gözüyle baksa; yetmiş güzel hulleleri giymiş bir cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayırlar ve hikmetlerden dikilmiş yetmiş binler güzel libasları birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eder bir insan-ı ekber ve ondaki insan nev'ini bir kâinat-ı suğra ve herbir insanı bir âlem-i asgar müşahede eder.
Merhametsiz siyah bir kalb; kâinatı ağlar, çirkin, zulüm ve zulümat suretinde görür. Fakat iman gözüyle baksa; yetmiş güzel hulleleri giymiş bir cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayırlar ve hikmetlerden dikilmiş yetmiş binler güzel libasları birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eder bir insan-ı ekber ve ondaki insan nev'ini bir kâinat-ı suğra ve herbir insanı bir âlem-i asgar müşahede eder. Elhüccettüz zehra - 33
325 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.