Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

El-İhtiyar Tercümesi (4 Cilt Takım)

Abdullah b. Mahmûd Mevsıli

En Eski El-İhtiyar Tercümesi (4 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

En Eski El-İhtiyar Tercümesi (4 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, en eski El-İhtiyar Tercümesi (4 Cilt Takım) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Din, fikir yürütmeyle olsaydı mestin üstüne değil, altına meshedilirdi. Fakat ben Rasúlullah'ı gördüm, mestlerin üzerini meshediyordu. Hz.Ali (ra)
Sayfa 70
Gösteriş için, övünmek için kazanmak tahrimen mekruhtur. Çalışmak rızkı artırmaz. Çalışmak takdir edilen rızka kavuşturmaya vesiledir. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir.
Reklam
Hz.muhammed (Sav)
"Cemaatle namaz, sünen-i hûda yani İslam'ın şiarı olan mühim sünnetlerdendir." "İstedim ki; bir adama emir vereyim de, insanlara namaz kıldırsın. Sonra ( o namaz kıldırırken) ben, cemâate gelmeyenlerin evlerini ateşe verip üzerlerine yakayım."
Âlimler Arasındaki Yeri...
Usûl-i fıkıh ve fürû-i fıkıhda kendi asrında tek adamdı. Nassların hepsi ezberinde olduğu ve tatbikat durumlarını gayet iyi bildiği için, fetva verme zamanında onlara müracaat etmeğe ihtiyaç duymazdı.5[5]
Sayfa 6 - Muallim Neşriyat - 5[5] Abdullah b.Mahmûd b.Mevdûd el Mavsılî, El-İhtiyar li-Ta'lîlî'l-Muhtar, Ümit Yayınları: 1/9.
Asıl meseleye gelince; benden İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe'nin (Allah (cc) ondan razı olsun ve onu hoşnut kılsın) mezhebi üzerine muhtasar bir eser meydana getirmemi ve bu eserde Ebû Hanîfe'nin fetvalarına dayanmamı ve sadece onun mezhebine bağlı kalmamı isteyenlerin bu isteklerine cevap vermem gerekiyordu. Böylece onların arzularına uygun olarak bu muhtasar eseri meydana getirdim. Adını da, “El Muhtar li'l Fetva” koydum; zira onu fakihlerin çoğu seçip beğenmiştir.
Sayfa 8 - Muallim Neşriyat
Fıkıhçılardan bir topluluk bunu ezberleyip, eser meşhur olunca ve aralarında şanı yayılıp etrafa ün saldığında, bazı samimi dostlarımın çocukları, faidesinin çok ve umumi olması için; diğer fakihlerin de mezheblerinin bilinmesine vesile olabilecek şekilde, bu esere bir takım rumuzları koymamı benden istediler; ben de o isteklerini kabul ettim: Allah (cc) dan yardım isteyip, O'na güvenip dayandıkdan, istihareye yattıkdan ve işimi O'na havale ettikden sonra bu arzuyu yerine getirmeye koyuldum. Her fıkıhçının isminin hece harflerinden o ismi gösteren bir harf koydum ki; bunlar da şunlardır: (İmam Ebû Yûsuf): (S), (İmam Muhammed): (M), Her ikisi için: (SM), (İmam Züfer): (Z), ve (İmam Şâfıî): (F).9[9] Noksanlıklardan münezzeh olan Yüce Allah (cc) dan bu eseri tamamlamaya beni muvaffak kılmasını ve neticeyi benim için mutlulukla getirmesini diliyorum. Gerçekten Allah (cc) buna Kadîr ve bu hususda bana yardımcıdır. O bana kâfidir, O ne güzel Vekîl'dir.
Sayfa 8 - 9 — Muallim Neşriyat 9[9] Ancak biz, okuyucuya kolaylık olması için isimleri aynen yazarak gösterdik, rumuz kullanmadık. Eserde bold (kalın ve siyah) olan yazılar, El Muhtar kitabının metni olup, normal yazılar ise El İhtiyar’a aittir.(Yayıncı).
Reklam
O'ndan Başka İlâh Olmadığına Şehâdet Ederim...
Bizler için dimdik ayakda duran bir Din teşrî' buyuran, bizleri dosdoğru hakikat yoluna ileten ve bizleri bu yolun muallimleri ve talebeleri kılan Allah (cc)'a hamd olsun. Rahmet ve lûtfunun, bağış ve rızıklarının kapsayıcı gölgesine girenlerin hamdıyla O'na hamdediyorum. O'ndan başka ilâh bulunmadığına, bir olduğuna ve ortağı olmadığına şehâdet ederim. Nimetinin bolluğunu daha da artırıcı, kerem ve cömertliğini daha da fazlalaştırıcı bir şehâdetle buna şehâdet ederim.
Sayfa 9 - Muallim Neşriyat
Ona (sav) Tâbi Olanlara Selam Olsun...
Daha önce izmihlale uğramış olan hakkı, peygamber olarak gönderilişiyle toparlayan, daha evvel kuvvetlenmiş olan bâtıl erbabını peygamberliğiyle çevresinden söküp atan Muhammed (sav)'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet ederim. Allâh (cc)'ın salâtü selâmı onun, âile efradının, ashabının, sünnetine uyan ve doğru yoluna giren tâbilerinin üzerine olsun.
Sayfa 9 - 10 — Muallim Neşriyat
Taharet (Temizlenme) Abdest...
Lügatte mutlak temizlik demektir. Şer'î mânası ise; pis olan şeylerden temizlenmektir. Abdest (vudû) lügatte; güzellik ve parlaklık demektir. Şer'î ıstılahda ise, belli organları yıkamak ve meshetmektir. Bunda lügat mânası da bulunmaktadır; çünkü yıkanan ve meshedilen organlar abdestte güzelleşir. Gasl (yıkamak) lügatte su akıtmaktır. Mesh ise, isabet demektir.
Sayfa 12 - Muallim Neşriyat
Abdestin Farziyatı...
Abdestin farz olmasının sebebi; pis ve abdestsiz bulunulduğunda, namaz kılınmak istenmesidir. Zira Yüce Allâh (cc) bu hususda şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman .yıkayınız.”11[1] İbni Abbas dedi ki; Âyette geçen; “Namaz kılmaya kalktığınız zaman” sözüyle; “Abdestsiz olduğunuz halde namaz kılmak istediğinizde” mânası kastedilmiştir.
Sayfa 12 - Muallim Neşriyat
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.