El-Metalib Ul-Aliye sözleri ve alıntılarını, El-Metalib Ul-Aliye kitap alıntılarını, El-Metalib Ul-Aliye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cabir naklediyor:
Hz. Ömer‟in halife olduğu yıllardan birinde çekirgeler azaldı. Bu durum Ömer‟e sorulduğunda herhangi bir şey söylemedi ve bu duruma üzüldü. Hemen Yemen‟e, Şam‟a ve Irak‟a süvari gönderdi. Kendilerinden o bölgede çekirge olup olmadığını gözlemlemelerini istedi. Yemen‟e giden süvari bir avuç çekirge getirdi ve önüne attı. Ömer çekirgeleri görünce tekbirgetirdi (Allah-u Ekber dedi) ve şöyle dedi:
“Allah Teala 1000 ümmet yarattı, bunlardan 600‟ü denizde, 400‟ü ise karadadır. Bu ümmetten ilk helak olacak olan çekirgelerdir, onlar helak olduğu an ipi dağılmış tesbih misali birbiri ardından helak olur.”
Ebu Ya‟la, Metalibul Aliye
Enes bildiriyor, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana hitaben şöyle buyurdu: Ey Enes, ebedi olarak namaz kılmaya güç yetiremezsin. Namaza devam ettikçe melekler ebedi hayatın için sana duada bulunurlar, selamet dilerler.
Evet. Aklı" buyurdu. "Ey Rabbimiz, aklın miktarı ve büyüklüğü nerere ulaştı?" dive sordular. "Heyhat. Bunun bilgisi kuşatılamaz” buyurdu. Sonra: “Sizler kum tanelerinin sayisini bilir misiniz?” buyurdu. “Hayır”. dediler. "işte ben aklı, kum tanelerinin sayısı kadar farklı seviyelerde yarattım. İnsanlardan kimisine bundan bir tane, kimisine de bundan fazlası ve Allah'ın dilediği ölçüde bunun kat kat fazlası verilmiştir. kimlerdir, ey Allah'ın Resûlü?” diye sordu. “Amelleri, samimiyetleri ve kesin , inançları ölçüsünde Allah'a itaat edenlerdir. Allah'ın onların kalplerine ve zihinlerine koyduğu nur/ışık, onlara verdiği (akıl) miktarıncadır. Onlardan amel edenler yalnız bu ölçüye göre amel eder ve dereceleri yükselir” buyurdu. Bunun üzerine İbn Selâm şöyle dedi: “Seni hidayet ve hak din ile gönderene yemin ederim ki, Tevrat'ta bulduğum sözlerden bir harf bile eksiltmedin. Zira Mûsa bu sıfatla tavsif edilen ilk kişidir. Sen de ikincisisin.” Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) da: “Doğru söyledin, İbn Selâm” buyurarak onu tasdik etti.1 (el-Haris)
İbn Selâm Allah Resûlü'ne (sallallahu aleyhi vesellem) gelerek: “Ya Resûlallah! Ben sana Allah’ın Mûsa b. İmran'dan başka kimseye bildirmediği üstün özelliklerin neler olduğunu sormak istiyorum. Eğer bunu biliyorsan, söyle. Değilse bu Mûsa b. İmran'a mahsus bir şeydir” dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem): “Ey İbn Selâm, istersen bunu sana anlatırım” dedi. O da “Söyle!” deyince, şöyle buyurdu: “Kuşkusuz mukarreb (Hakka yakın) melekler Arş'ın yaradılışını tam mânâsıyla kavrayamadılar. Ne onların, ne de Arş'ın taşıyıcıları olan meleklerin bu konuda bir bilgileri vardı. Allah gökleri ve yeri yarattığı zaman melekler: “Ey rabbimiz, göklerden ve yerden daha büyük bir şey yarattın mı?” diye sordular. “Evet.
1