Küçük Stoerte, Hamburg’dan Münih’e taşınırken hiç de mutlu değildi. Hatta taşındıktan sonra da hiç mutlu olmadı. Köy hayatı ona göre sıkıcı ve katlanılmazdı.
Bir gün Emilia’ya rastladı ve hayatı değişti..
Kitabın adından da anlayacağınız üzere Emilia Ağaçta’ydı.. Stoerte en başta bu garip kıza çok şaşırdı benim gibi.. Emilia neden bu ağaçtaydı? Evi yok muydu? Annesi, babası..? Kimdi bu gizemli, garip kız?
Stoerte ve Emilia’nın macerası işte böyle başlıyor.
En başta anlamakta güçlük çeksem de kitabın çok tatlı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Aslında okudukça devam ettikçe Emilia’nın hikayesini öğrendikçe kitabın ne kadar güzel olduğunu fark ettim.
Emilia’nın içinin, yaptıklarının, mücadelesinin farkına varınca kitap daha da güzelleşiyor aslında.
Kitabın en güzel tarafı ise küçücük bir kızın herkese karşı tek başına mücadele etmesi, bir ağaç için elinden gelen ne varsa yapması, onu koruması, kollaması..
Genç Timaş kitabıysa okumaya değer..
Genç Timaş kitabıysa elbet size bir şeyler katar.
Ne olursa olsun istediğiniz, hayal ettiğiniz şey uğruna elinizden gelen her şeyi yapmanız gerektiğini anlatan, sıcacık bir hikâye..
Kısacıktı, bir oturuşta bitirilebilecek çok tatlı bir kitaptı.
Okumanızı tavsiye ederiim
