En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları
Yaşar YiğitEn Eski En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları Gönderileri
En Eski En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları kitaplarını, en eski En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları sözleri ve alıntılarını, en eski En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları yazarlarını, en eski En Güzel Örnekten Rahmet Damlaları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O’nu bulan neyi kaybetmiştir,
O’nu kaybeden neyi bulmuştur ki.
Arab’ın birininin “Allahım, ben senden mağfiret dilerim, sana tövbe ederim” dediğini duyan Hz. Ali: “Ey Adam! Öyle çabuk tövbe ettim” demek, yalancıların tövbesidir.
Tövbe altı şeyi içinde bulundurur:
Bunlar;
Geçmiş günahlara pişman olmak
Vaktinde eda edemediği farzları iade etmek
Başkalarının hakkını geri vermek
Hasımlarla helalleşmek
Birdaha günah işlememeye karar vermek
Nefsini isyanda büyüttüğün gibi Allah’a itaatte eritmen ve
Ona günahların tadını tattırdığın gibi ibadetlerin acısını tattırmandır.”
Sayfa 125
Dûanın makbulü
İki dûa reddolunmaz veya pek nadir reddolunur: Bunlar ezan okunurken yapılan dûa ile savaş anında düşmanla boğaz boğaza gelindiği sırada yapılan dûadır.
Ebû Davûd, Cihad 39
Sayfa 219
Hz. Peygamberi örnek almak demek tarihin derinliklerine gömülmek değil,onun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirerek hayatımıza yansıtmak,onun ahlâkını ve çizgisinin davranışlarımızın mihveri ve rehberi kılmak demektir.
Çağımızda kirlilik denildiğinde öncelikle çevre kirliliği hemen akla gelmektedir. Oysa ahlâkî değerlerdeki erozyon,insanlardaki gönül kirlilikleri üzerinde durulması gereken önemli sosyal ve toplumsal olgulardan biri belki de en başta gelenidir.
İnsanlık; yaratılanı yaratandan ötürü hoş gören Yunuslar,gönlünü herkese açan Mevlânâlar,baba şefkatiyle herkesi kucaklayan Hacı Bektaş-ı Veliler misali,özü-sözü,eylem ve söylemi birbiriyle uyumlu gönül erlerine her zamankinden daha fazla muhtaçtır.
Haset yerine kendisine verilen nimetlere kanaat ve şükür eden kimse ne kaybeder? Buna karşılık Allah'ın başkalarına verdiği nimetlerin yok olması için gönlünü haset illetiyle meşgul eden kimsenin manevi kaybı bir tarafa, psikolojik ve sosyolojik açıdan kaybının olmadığını söylemek mümkün müdür?