Bazı şeyleri ne yaparsanız yapın unutamazdınız. Ya izi kalırdı, ya kiri. Hiçbir şeyi kalmasa bile pası kalırdı ruhunuzda. İsi sinerdi üzerinize, sisi çökerdi.
(Spoisiz inceleme) Kurgunun konusu güzel olabilir ama bence çok sade yazılmış nerdeyse her kitapta gördüğümüz türden diyaloglar ve kolay bir olay örgüsü var insanı şaşırtan yerler yok yani kurguyu siz aklınızda nasıl şekillendirdiyseniz o şekil devam ediyor çünkü basit bir olay örgüsüne sahip.
Kırık aynanın ayrılmış parçalarında birlikteydik.
Birlikte ve paramparçaydık.
“Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altında. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir platonun içinde. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evleri bulmak. Tüm yarışmacılar evleri
bulduğu an kazanan belirlenmiş olacak.
Öyleyse, sizi kaybetmemizi ister misiniz?”
Kumru, Uraz, Nisan, Eren ve Bulut… Farklı hayalleri olan ve birbirine yabancı beş genç… Enkaz Altındakiler isimli sıradışı bir televizyon yarışmasına başvurarak inanılmaz bir deneyime adım atarlar. Ancak ortaya çıkan beklenmedik gelişmelerle hayatları derinden sarsılacak ve unutamayacakları bir yolculuğa çıkacaklardır…
"Ben Kumru Sonat; buraya benim, senin, bizim, enkaz altındakilerin hikâyesini anlatmaya geldim.
Sen de enkaz altındasın,
farkında değil misin?"
Hiçbir zaman bebek olmadık, hiçbir zaman doya doya bir çocukluk yaşamadık. Biz savaşmak için geldik bu dünyaya, başkalarının önüne sunulan her şeyi savaşarak kazanmak zorunda kaldık.