"Yaşamak bir süre sonra insana dayatılan huzursuzluğun gölgesine mi bürünüyordu?"
Ne sabah için saklanılan bir aydınlığa yetecek zaman vardı,
ne de akşamın kendi utancını gömebileceği bir tenha köşesi.
geriye sadece insan kalmıştı.
Sadece insan gecikirdi,sadece insan ertelenir veya yine insandan vazgeçilirdi.
Hem ne gerek vardi ki kaybetmek gibi,
acı çekmek gibi, kahrolmak gibi onca kavrama; "insan" vardı.
Sayfa 50 - Yitik Ülke Yayınları