Şeyh Galip merhum ile aynı dönemde yaşayan Esrar Dede, derbeder bir yaşam sürerken kendisiyle tanışır ve Şeyh'i bilir.Derbeder bir hayat süren Esrar Dede Şeyh Galip ile çok yakın dost olur ve çileli hayatının sonunda bizlere bir divan, mesnevi ve İtalyanca çeviri bir lugat bırakıp Semt- Hamuş'a göç eder.Vefatının ardından Şeyh Galip kendisine bir mersiye yazmıştır, o mersiyenin bir bölümü şu şekildedir;
"Zât-ı şerifi âleme bir yâd-gâr idi
Fakr u fenâ vü aşk u hüner-ber-karâr idi
Her şeb misâl-i şem' benim ile yanar idi
Sâye gibi yanımda enis-i nehâr idi
Hakkaa tamâm âşık idi yâr-ı gaar idi
Birkaç zaman muammer olaydı ne var idi
Allah verdi aldı yine kurb-i Hazrete
Biz kaldık intizâr ile rûz-i kıyâmete"
Şeyh Galip merhumun dediği gibi kendisi gün yüzü görmemiştir.
(Divan edebiyatına yeni başlayanlar için kısmen sade bir Türkçe ile yazılmış ve yakıcı gazeller içeren bu Divanı tavsiye ederim.