"Biliyor!" diye emin olduğu zamanlarda bile korku, sadece hükümran olamayıp sevinçle karışıyor ve bunun için daha da can yakıcı bir hal alıyordu. "Ah, bilse de ölsem..." diyordu. Şimdi ona, Suad'ın, bu aşkın ne derin ve saygılı bir tapınma olduğunu bilmesi yetiyordu. Ona "Bak, senin için ölüyorum, seni sevdiğim için ölüyorum; fakat sen mademki bunu biliyorsun işte artık mutluyum..."