Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eyvah Anne Oldum

Yeşim Olcay Sağtürk

Eyvah Anne Oldum Gönderileri

Eyvah Anne Oldum kitaplarını, Eyvah Anne Oldum sözleri ve alıntılarını, Eyvah Anne Oldum yazarlarını, Eyvah Anne Oldum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
216 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Anne olmak dünyanın en mükemmel duygusu. Ama aynı zamanda dünyadaki en zor şeylerden biri. Hele ki ilk çocuksa ve yardım edip, yol gösterecek kimse yoksa... Yüzme bilmeden okyanusa dalmak gibi. Bata çıka, çırpına çırpına öğreniyorsun. Yoruluyorsun, pes ediyorsun bazen. Ama bir şekilde başa çıkıyorsun. Sonra anlamaya başlıyorsun yavaş yavaş.
Eyvah Anne Oldum
Eyvah Anne OldumYeşim Olcay Sağtürk · Bilgi Yayınevi · 20153 okunma
Çocuğunuzla oynarken ona annesi gibi değil, arkadaşı gibi davranın. Paylaşmak istemediği oyuncağını paylaşması için zorlayın. Her oyunu kazanmasını sağlamayın, arada sırada da siz kazanın. Çocuğunuzun sinirlendiğini fark ettiğiniz bütün durumları sizinle de yaşamasını sağlayarak, ona bu durumlarda nasıl davranması gerektiğini yaşayarak öğretin.
Reklam
Çocuğa sınır koymak, kuralları öğretmek, dar vakitlere sıkıştırılacak işler değildir. Kapı önünde, arabaya binerken, yatmadan hemen önce, oyunun en zevkli yerinde kurallar öğretilemez. Yakın bir arkadaşınızla dertleşirken, sohbet ederken, nasıl bir ortamda, nasıl konuştuğumuzu düşünün. Çocuğunuzla da aynı şekilde konuşun. İkinizin de mutlu, rahat olduğu geniş vakitlerde, kurallarınızı nedenleri ve nasılları ile anlatın.
İyi veya kötü hiç fark etmez. Çocuklarımız her türlü alışkanlığı bizim sayemizde edinirler.
Çocuğun yanlışlarını, olumsuz davranışlarını biraz görmezden gelin. Saatlerce konuşup nasihatlar ederek, kızarak, cezalandırarak, olumsuz durumun altını çizmeyin “Eğer yanlış bir şey yaparsan, ancak o zaman sana vakit ayırırım, ancak o zaman seninle daha çok ilgilenebilirim” mesajı vermeyin. Hataları görmezden gelin ama doğru, güzel davranışları asla atlamayın. Olumlu davranışın bastıra bastıra altını çizin, onu övün, onunla gurur duyduğunuzu söyleyin. Böylece çocuğunuza “İyi ve güzel davrandığın zaman seninle daha çok ilgileniyorum” mesajı vereceksiniz. Çocuğunuz sizin ilginizi çekmek için yanlış davranışlarını kendi kendine düzeltip, iyi davranışlar sergilemek için daha büyük bir gayret gösterecek. Önce sizin ilginizi çekebilmek için gösterdiği iyi davranışlar, zaman içinde alışkanlık haline gelecek. Ve çocuğunuz bir yetişkin olduğunda bu özellikler onun karakterini oluşturacaktır.
Reklam
Yemek ile temel güven duygusu arasında çok önemli bir bağlantı var. Aşırı doyurulma ya da doyurulmama. Çocuğun her ihtiyacının anında karşılanması ya da hiç karşılanmaması... İkisi de aynı duyguyu yaratıyor: Güvensizlik!
Çocuğunuzun gördüğü canavarlara inanmaz,bunları aptalca bulur, hele hele bir de kızar ya da alay ederseniz, onunla aynı takımda olamazsınız... Çocuk bu tür korkularını size anlatmaktan vazgeçer, ve böylece korkular sürekliliğini korur. Çocuğunuz büyüdükçe, bu sorun daha da büyür. Okulda yaşadığı sorunları, arkadaşlarıyla yaşadığı sorunları, ergenlik sıkıntılarını, ilk sevgilisini, içtiği ilk sigarayı, içtiği ilk içkiyi... Hiçbir şeyini size anlatmaz. Oysa “Canavar falan yok” diyeceğinize; “Ben de küçükken aynı böyle bir şey görmüştüm. Benim gördüğüm canavar, perdenin altından girip, sağ köşeden yukarı çıkmıştı“ Seninki nerden girdi, anlatsana...” derseniz, onunla aynı takımda olursunuz. “Bunları ben de yaşadım, seni anlıyorum” demiş olursunuz. Böylece, size bütün gördüklerini teker teker anlatır. Anlattıkça korkular önemini yitirir ve zaman içinde sürekliliğini kaybeder. Ayrıca siz bu canavarla nasıl baş ettiğinizi, onu nasıl etkisiz hale getirdiğinizi ya da ondan korkmamayı nasıl öğrendiğinizi ona anlatırsanız, ona da bu canavarla nasıl baş edeceğine dair bir yol göstermiş olursunuz. “Canavar gördüğünde şöyle yapmalısın, onunla şöyle savaşmalısın...” diye akıl vermektense, “Ben şöyle, şöyle yapmıştım, çok iyi oldu” diyerek yol göstermek çok daha etkilidir. Çünkü çocuklarımız öğütlerimizi pek dinlemez ama yaptıklarımızı yaparlar.
Uyku, bilincin kaybolması demektir. Bilincin kaybolması çocukları korkutur. Uyurken bilincini kaybetse bile, uyandığında sizi yine yanında bulacağından emin olması gerekir.
Çocuk için uyumak, çok sevdiği, güvendiği anne ve babasından ayrılmak anlamına gelir. Çocuğun gösterdiği bu tepki, ebeveynleriyle olan kuvvetli bağın kanıtıdır. Buna "ayrılık kaygısı" denir.