Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Toplumun Kültürünün Ve Dininin Tarihi

Ezidiler

Birgül Açıkyıldız Şengül

Ezidiler Sözleri ve Alıntıları

Ezidiler sözleri ve alıntılarını, Ezidiler kitap alıntılarını, Ezidiler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasıl bir işarettir iman! Önce ne yer vardı ne gök, Ne dağ vardı ne sağlam toprak. Bilgiye giden bir yol geldi; Yol için iman geldi, Beyaz kaynağın suyu tüm derde derman kılındığında. (Ezidi ilahisi)
Herkes Tavus’u güzelliğinden dolayı över; ama o çirkin bacaklarından dolayı utanç duyar.
Reklam
"Müslüman Kürtler çoğunlukla sürgüne gönderilmiş ve zaman zaman tehcire maruz kalmıştır." #Tehcir: Göçe zorlama
İranlı ortaçağ Sufi şairi Feridüddin Attar tavuskuşu ile ilgili olarak şunları söyler: "Herkes Tavusu güzelliğinden dolayı över; ama o çirkin bacaklarından dolayı utanç duyar."
Eğer kötülük Tanrı'nın iradesinden bağımsız var olsaydı; Tanrı kudretsiz olacaktı; ancak kudretsiz biz varlık Tanrı olamaz.
"İman aynı zamanda söz, iş ve niyettir; itaatle artar, itaatsizlikle azalır."
Reklam
Diyarbakır’ın Kürtler açısından önemli bir tarihi var. Osmanlı sultanı 1. Selim (yavuz sultan selim) 1514’te Safevilere karşı bir sefer düzenledi. Safevilere karşı Kürt beyleri ile ittifak kurmuştu, bu beyler Sultan Selim’in teklifini yerel yöneticiler olarak yetkilerinin tanınması ve bu biçimde örgütlenmiş olarak Osmanlı koruması altına girmeleri koşuluyla kabul ettiler. bu anlaşmayla büyük ve küçük tüm Kürt beyleri 1515’te Diyarbakır (Amed) eyaleti altında örgütlendiler ve o zamandan bu yana Diyarbakır Kürtlerin başkenti oldu.
Ezidi topluluğu Şeyhan diye bilinen küçük bir bölgede ortaya çıkmış ve Kürt aşiretleri arasında hızla yayılmıştır ancak bu hızlı yayılma onların Müslüman komşularını rahatsız etmiş ve on üçüncü yüzyıldan itibaren ezidiler baskılara ve katliamlara maruz kalmıştır. Bunun sonucunda ezidiler küçük ve ezilen, ama günümüze kadar inatla hayatta kalabilmiş bir topluluk olmuştur.
Melek Tavus figürü, Ezidi kültüründe tavuskuşu biçimindeki sancaklarda vücut bulmakta ve bu özelliği ile çok daha gizemli bir karaktere dönüşmektedir.Peki Ezidiler Şeytan'ı neden tavuskuşu formunda temsil ederler ve tavuskuşu ile Şeytan arasındaa böylesi bir özdeşleştirmeye yol açacak ilişki nedir? Tavuskuşu ölümsüzlüğün, yeniden doğuşun ve karşıtlar birliğinin simgesidir.
Reklam
Güzel bilgi
Diyarbakır'ın Kürtler açısından önemli bir tarihi var. Osmanlı Sultanı I. Selim 1514'te Safevilere karşı bir sefer dü- zenlediğinde, Safevilere karşı Kürt beyleriyle ittifak kurmuştu. Bu beyler Sultan Selim'in teklifini, yerel yöneticiler olarak yetkilerinin tanınması ve bu biçimde örgütlenmiş olarak Osmanlı koruması altına girmeleri koşuluyla kabul ettiler. Bu anlaşmayla büyük ve küçük tüm Kürt beyleri 1515'te Diyarbakır (Amed) eyaleti altinda örgütlendiler ve o zamandan bu yana Diyarbakır, Kürt başkenti oldu.
Ezidilerin Melek Tavus'a gösterdikleri hürmet onlara 'Şeytan'a Tapanlar' denmesine yol açmıştır. Melek Tavus'u Şeytan'ın kötü ve isyancı ruhunun tecesümü olarak düşünenler esas olarak ortaçağ Müslüman ve Hıristiyanlarıydı. 19. ve 20. yüzyıllarda Batılı seyyahlar da bu fikrin yayılmasına yardımcı oldular. Bunun sonucu olarak Ezidiler 20. yüz- yılda birçok yazar ve araştırmacı için bir merak konusu oldular ve Ezidi kültünde Melek Tavus'un rolünün anlaşılması birçoğunun kafasını meşgul etti.
Ezidilerin dini sözlü olarak aktarılmıştır ve kendine has özellikleri bu sözlü karakterinden kaynaklanır. Din adamları olan kavallar (qewwal) tarafından ezberlenen mitler, efsaneler ve ilahiler, kadim zamanlardan beri kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Osmanlı arşivleri, yerel yazılı kaynaklar ve Batılı gezginlerin anlatıları dikkate değer bir varlık gösterdiklerini kanıtlasa bile Ezidiler hiçbir zaman Müslüman komşularından ayrı bir grup olarak tanımlanmamışlardı.
Kürtler kendi kültürlerini ifade etme haklarından yoksun bırakıldılar .Azınlık içinde azınlık olan Ezidiler çift yönlü dezavantajliydilar