Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kılık Değiştirmekle İnsan Batılı Olmaz

Falih Rıfkı Atay

Burak Orhan

Falih Rıfkı Atay Sözleri ve Alıntıları

Falih Rıfkı Atay sözleri ve alıntılarını, Falih Rıfkı Atay kitap alıntılarını, Falih Rıfkı Atay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çerkeş seyahati ona ilk defa Anadolu'yu ve Anadolu insanını yakından görme imkân verdi. Ankara'dan geçerken Ermeni ve Müslüman semtlerindeki yaşam tarzları ve gelişmişlik düzeyleri arasındaki belirgin farklar onu etkiledi. Osmanlı toplumu ile Batılı toplumlar ve onların İmparatorluktaki uzantısı olan azınlıkların, bir başka ifadeyle Doğu ve Batı medeniyetlerinin yaşam tarzları arasındaki bu farkın sebeplerinin ne olduğu konusu artık onun en temel meselelerindendi. Bunun için hem İttihatçılar hem de Cumhuriyet dönemindeki Batılılaşma girişimlerini destekledi.
Sayfa 26 - siyah beyazKitabı okudu
Gayrimüslimlerin yaşadığı semtler, özellikle kapitülasyonlar sayesinde elde ettikleri ayrıcalıklar nedeniyle ticari ve ekonomik açıdan Müslüman semtlere göre çok daha iyi durumdaydı. Kendisi bir Müslüman mahallesinde yaşamasına rağmen ilk gençlik yıllarında yazar, Gayrimüslimlerin yoğun olarak yaşadığı, Batı tarzı dükkân ve mağazaların bulunduğu, Fransızcanın hakim olduğu Beyoğlu'na sık sık gidiyor; kafe ve kitapçılara uğruyordu. Beyoğlu'ndaki yaşam tarzı ve standardı, pek çok arkadaşı gibi onun da dikkatini çekiyordu. Gayrimüslimleri ve onların sosyo-ekonomik durumlarını yakından gözlemleyen, Falih Rifki, iki medeniyet (Doğu ve Batı) arasındaki farkın neden kaynaklandığı, bu durumu gidermek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda fikir yormaya başladı. Gayrimüslim mahallelerindeki geniş evlere, gece geç saatlere kadar süren canlılığa, neşeli ve iyi giyimli kadınlara, rahat ve refah içinde yaşayan insanlara gıpta ile bakıyordu. Ona göre, bu farkın en önemli nedeni ise, "şeriatın baskısının Hıristiyan mahallelerine uğramamasıydı. Ancak gün geçtikçe daha da kötüleşen ekonomik durum karşısında Müslüman mahallerinde de büyük bir değişim başladı. Doğal olarak bu durum Falih Rıfkı'nın mahallesini de etkiledi.
Sayfa 18 - siyah beyazKitabı okudu
Reklam
Erzurum Kongresi'nde oluşturulan Heyeti Temsiliye ise, tüm yurdu temsil edecek bir şekilde yeniden yapılandırıldı. Manda meselesi ve Amerikan Mandası düşüncesi burada kesin olarak reddedildi.
Sayfa 49 - siyah beyazKitabı okudu
Bu arada Refet Bele Paşa komutasındaki Türk Ordusu'nun İstanbul'a girmesi büyük bir sevinçle karşılandı. Mudanya Mütarekesi'nden sonra Ankara Hükümeti, bütün dikkatini barış antkaşmasının esaslarının belirleneceği Lozan Konferansı'na yöneltti. İtilaf Devletleri'nin Lozan Konferansı'na Ankara Hükümeti ile birlikte başında Tevfik Paşa'nın olduğu İstanbul Hükümeti'ni de davet etmesi Ankara'da büyük tepki ile karşılandı. Bu ikiliğe son vermek için TBMM'de 1 Kasım 1922'de alınan bir kararla saltanat kaldırıldı. Saltanatın kaldırıldığı haberi Falih Rıfkı tarafından yeni Türk Devleti'nin habercisi, son derece önemli bir inkılâp olarak halka duyuruldu. 17 Kasım'da da Sultan Vahdettin bir İngiliz gemisi ile İstanbul'dan ayrıldı. Bunun üzerine TBMM, Veliaht Abdülmecit Efendi'yi yeni Halife olarak seçti.
Sayfa 67 - siyah beyazKitabı okudu
Osmanlı Hükümeti 5 Eylül 1914 tarihinde kapitülasyonların kaldırılması yönünde karar aldı. Kapitülasyonların İmparatorluk için ağır bir yük olduğunu, Türklerin ekonomik hayatta daha fazla yer alması gerektiğini düşünen ve milli iktisat politikasını savunan Falih Rifki, bu kararı memnuniyetle karşılayanlar arasındaydı. Ancak karardan Imparatorluğun müttefiki olan Almanlar da dahil olmak üzere tüm büyük devletler rahatsız oldu.
Sayfa 36 - siyah beyazKitabı okudu
Trablusgarp'taki savaşın her iki taraf için de artık bir çıkmaza girmesi ve Balkanlardaki karışıklık, İmparatorluğu İtalyanlarla antlaşma yapmaya zorladı. 18 Ekim 1912'de İsviçre'nin Lozan şehrinde imzalanan Ouchy (Uşi) Barış Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Trablusgarp'ı İtalya'ya terk etmek zorunda kaldı. Oniki Ada'nın ise Balkan bunalımı atlatılıncaya kadar İtalyan işgali altında kalması ama daha sonra teslim edilmesi kabul edildi.
Sayfa 28 - siyah beyazKitabı okudu
Reklam
Osmanlı ordusundan Mustafa Kemal ve Enver Beyler gibi pek çok gönüllü subayın Trablusgarp'ta başlattıkları mücadele devam ederken Tanin gazetesi ve Hüseyin Cahit'in yazıları o günlerde Falih Rıfkı'nın haber kaynakları arasındaydı. Artık Osmanlıcılık fikrinin imparatorluğun bütünlüğünü sağlayamayacağını gören, İttihatçıların gençlik dernekleriyle ile daha yakından ilişki kuran Falih Rıfkı, Cemiyet arasında yaygınlaşmaya ve kurumsallaşmaya başlayan Türkçülük akımından etkilendi. İttihatçı gençler arasında çok popüler olan yayınları takip etmeye ve Türkçülük akımının öncülerinin görüşlerini öğrenmeye başladı. Ittihatçılarla organik bir ilişki de kurduğu Balkan Savaşları yıllarında ilk kez kendini Türk kimliği ile ifade etti.
Sayfa 25 - siyah beyazKitabı okudu
21-22 Haziran 1919'da bir "ihtilal bildirisi" niteliğini taşıyan Amasya Genelgesi'ni yayınladı. Milli Irade kavramının ilk kez gündeme getirildiği, milli häkimiyet ve milli istiklale dayanan milli bir hareketin başladığının açık bir şekilde ifade edildiği bu genelge.
Sayfa 48 - siyah beyazKitabı okudu
Sovyetlerin Ocak 1945'te Moskova'da Boğazlar üzerindeki isteklerini Ingiltere ve ABD'ye iletmesi, ayrıca her iki devletin de bu konuda Sovyetleri destekleyeceği yönündeki açıklamalar, Türkiye'nin tedirginliğini daha da artırdı. 4-11 Şubat tarihleri arasında toplanan Yatla Konferansı'nın 10 Şubat 1945'te yapılan oturumunda Sovyetler, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Antlaşması'nın değiştirilmesini istedi.
Sayfa 131 - siyah beyazKitabı okudu
Falih Rıfkı'nın darülfünun günleri, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne karşı siyasi sahada oluşan muhalefetin iyiden iyiye güçlenmeye başladığı bir döneme rastladı. Împaratorluğun 1911 yılı içinde bulunduğu durumu tam anlamıyla bir kargaşa hali olarak ifade eden Falih Rıfkı, darülfünundaki birçok arkadaşı gibi Împaratorluğu çok zorlu günlerin beklediği düşüncesindeydi. 1911 yılının ilk aylarında Arnavutluk, Suriye ve Yemen taraflarında isyanlar çıktı. Bütün bu gelişmeler, toprak kayıpları ve isyanlar, özellikle gençler üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdi. Artık Osmanlıcılık siyasetinin Imparatorluğu bir arada tutmak için yeterli olmadığını görülüyordu.
Sayfa 24 - siyah beyazKitabı okudu
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.