Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faşizm Üzerine Dersler

Palmiro Togliatti

Faşizm Üzerine Dersler Gönderileri

Faşizm Üzerine Dersler kitaplarını, Faşizm Üzerine Dersler sözleri ve alıntılarını, Faşizm Üzerine Dersler yazarlarını, Faşizm Üzerine Dersler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1934 tarihli makale ve 1935 Dersler'i sırasında, Komü nist Enternasyonal Yürütme Komitesi Onüçüricü oturumu tarafından Dimitrov’un 1933 Kasım—Aralığında Moskova’ da kabul edilen ve daha sonra da Komünist Enternasyonalin Yedinci Kongresine parlak bir biçimde sunduğu faşizm raporundaki faşizm tanımım yani Faşizm, finans kapitalin en gerici en şövenist ve en emperyalist unsurları nın açık, terörist diktasıdır, tanımını Togliatti faşizme yaklaşımına bir temel kabul etti. Faşizm, tekelci sermaye için bir kitle taban aşılamaya çalışır. Bu tanımın saptanması, daha önceleri ortaya atılan türlü çeşitli, teorilere; faşizmi küçük burjuvazinin bir teori ve pratiği olarak kabul eden reformist yaklaşıma Troçkinin Bonapartçı yaklaşımına, burjuva demokrasisi ile faşizmi eşitleyen, Bordiga’nınki gibi antik Komünist sekter görüşe; sosyal demokrasiyi sosyal faşizm olarak tanımlayarak her iki kavramı bulanıklaştıran yaklaşımlara göre, daha ileri ve doğru bir adım oluşturmaktaydı.
«Faşistleşme» sürecinin, ya da faşizme doğru gelişmelerin çok farklı biçimlerini tanımak, faşizme yönelik hertürlü eğilimi doğar doğmaz boğmak gerekir.
Reklam
Togliatti, («Faşizmin Gücü Nerededir?» adlı makalesinde,) «kalıplaşmış ve anlamsız sözlere takılmanın» «yanlış karşılaştırmalardan kaçınmanın» tehlikelerini vurgulamaktaydı. «Faşizmi incelerken, İtalyan faşizminin gelişi mini, deneyimini, mekanik olarak diğer ülkelere uygulan masından kaçınmak gerektiğini» tekrarlamayı da gerekli görüyordu. Dersler sırasında, köken, biçim ve sınıfsal bi leşim açısından İtalyan ve Alman faşist hareketleri ara sındaki önemli farklılıkları tartışmaktadır. İlk dersinde şöyle der: İtalya için geçerli olan tüm ülkeler için geçerli olmalıdır diye düşünmeyin. Faşizm çeşitli ülkelerde farklı biçimler alabilir.»
Ama en olağan terör biçimi “ekonomik” terör diyebileceğimiz baskıdır. Her işçi, eğer faşist bir örgüte üye değilse, hatta anti-faşist duygularını üstü kapalı olarak bile gösterecek olursa, faşist gösterilere katılmazsa, etkin bir anti-faşist olduğundan kuşkulanılırsa, işinden olacağını ve bir daha iş bulamayacağını bilir.
Faşist basın, her şeyden önce, egemen sınıfları birbirine düşüren anlaşmazlıkları saklamaya ve burjuvazinin güçlerini faşizmin saflarında birleşmiş, yoğun güçler olarak göstermeye çalışır. Yığınlar arasında faşist etkinin yayılmasının başlıca etkenlerinden biri budur.
Faşist parti, kapitalizmin çöküş döneminden ve proleter devrim döneminden çıkan koşullara ve özellikle burjuvazinin proletarya ve büyük emekçi yığınlar üzerindeki açık diktatörlüğü koşullarına uygun “yeni tip” bir burjuva partisidir.
Reklam
“Her şeye karşın babanın yiyecek bir ekmeği var” bu sözleri söyleyen Faşist Parti yöneticisi ile saatlerce tartılmak zorunda kaldım.
Parlementoya niçin gireriz? Lenin diyor ki; “Burjuva parlementosunu ve bütün gerici kurumlarını dağıtıncaya dek, onların içinde çalışmalıyız.” Ama Lenin devam ediyor “işçiler onların içinde olduğu için yığınlar da onların içindedir.” Lenin hiçbir zaman, bütün yığınların bulunabileceği bütün kurumlara girebilmemiz gerektiğini söylemiştir. Lenin’in parlemento ile ilgili tutumu, parlementonun bir anlamda yığın örgütü, yığınların gözlerini çevirdiği bir kürsü, yığınların kulaklarını verdiği bir kürsü olduğunu kabul eder.
Kapitalist ekonomi, kapitalistler iyi niyetli insanlar olmadıklarından değil, kâra dayandığı için anarşiktir.
Faşizm önce sınıf örgütlerini yıktı, ama sonra işçi sınıfı örgütlerini yeniden kurmaya ve onları faşist diktatörlüğün yapısı içine sokmaya koyuldu. Genel teorik bakış açısından, sorun şu biçimde ortaya konuldu; yığınları örgütlü tutalım, ama örgütlerine gerici bir karakter verelim.
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.