Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faşizm Üzerine Dersler

Palmiro Togliatti

Faşizm Üzerine Dersler Gönderileri

Faşizm Üzerine Dersler kitaplarını, Faşizm Üzerine Dersler sözleri ve alıntılarını, Faşizm Üzerine Dersler yazarlarını, Faşizm Üzerine Dersler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Totaliter rejim mücadele yolunu tıkamaz, aksine yeni yollar açar.
Totaliter rejimin mücadele yolumuzu tıkadığını düşünmek, totaliter rejimin kitlelerin demokratik hakları için mücadele yolunu kestiğini düşünmek yanlıştır. Yanlıştır bu. Faşizm bizi böyle düşünmeye itmek istemektedir. Faşizm bizi herşeyin bittiğini, yapılacak tek şeyin kendimizi ortama uydurmak olduğu bir döneme girildiğini düşünmeye itmek istemektedir.
Reklam
İktidara gelir gelmez faşizmin ilk eylemleri, burjuvaziyi destekleyen ekonomik tedbirler getirmek oldu. Burada basite indirgemekten kaçınmalıyız. Ücretlere karşı derhal saldırıya geçmediler. Almanya’da bile ücretlere karşı geniş çaplı bir saldırı birden bire patlak ver memişti. Niçin? Çünkü burjuvazi aynı anda tüm sorunlarla birden uğraşamaz. O zamanlar, burjuvazi devlet aygıtını yeniden örgütlemek sorunu ile, sürekli olarak yeni istemlerde bulunan ve devlet aygıtını etkileyen küçük burjuvazinin memnunsuzluğunu gidermekle ve aynı zamanda, ezilmiş, fakat burjuvazinin saldırısı karşısında kolaylıkla güçlerini toparlayabilecek olan emekçi kitlelerle uğraşmak zorundaydı.
Faşizmin gelişmesinin geleceği, bugün henüz belirlenmiş değildir; önceden tasarlanmış, bir süreç boyunca da ilerlememektedir. Bugün, herzamanki gibi, faşizmin geleceği, ekonomik ortamın ve sınıf mücadelesinin geleceğine bağlıdır
Faşizmden «Bonapartizm» şeklinde sözedenlere bakın. Troçkizmin truva atı olan bu sözcük, Marx’ın (18 Brümer v.b.) ve Engels’in bazı sözlerinden alınmıştır; fakat, kapitalizmin gelişiminin o evresi için geçerli olan Marx ve Engels’in tahlilleri bugüne, emperyalizm çağma mekanik bir biçimde uygulandığında yanlış olmaktadır. Faşizmin «Bonapartizm» şeklinde tanımlanması ne sonuç vermektedir? Bundan ortaya çıkan sonuç, kumandayı elinde bulunduranın burjuvazi değil, iktidarı burjuvaziden ele geçirenler Mussolini ve generaller olduğudur
Eğer, faşizm Togliatti’nin Lenin Okulundaki öğrencilerine söylediği gibi apansızın kurulmadıysa; bir tarihçesi, salt teröre değil kitle örgütlerinin kurulması ve kitlesel etkilenmeye da bağlı bir evrimi varsa; eğer, açık gerici ya da faşist düzene yönelik gidiş, ne denli derinden olursa olsun bu akımın zafere ulaşması kaçınılmaz değilse, o za man faşizmin bilinmesinin, incelenmesinin temel bölümle rinden birinin de, onun gelişiminin yapılmasının nasıl en gellenebileceğinin ve egemenlik kurmakta nasıl başarılı olabileceğinin bilinerek faşizmin yenilgiye uğratılmasının incelenmesi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Reklam
Togliatti, «Burjuva demokrasisinden faşizme geçişi mukadder ve kaçınılmaz kabul etmemeye dikkat etmelisiniz» diye açıklıyordu, «Neden? Çünkü emperyalizmin kaçınılmaz olarak faşist diktatörlüğe yol açması gerekli değildir. Faşist hükümet biçimine doğru bu eğilim heryerde vardır ama bu bile faşizmin çaresiz, heryerde ortaya çıkacağı anlamına gelmez.»
Burjuvazi kendi yarattığı kurumlara karşı çıkmak zorundadır. Çünkü, bir zamanlar onun gelişebilmesi için bir unsur olan bu kurumlar, kapitalist toplumun sürdürülebilmesi için bir engel oluşturmaktadırlar. İşte burjuvazinin gericileşmesinin ve faşizme başvurmasının nedeni budur
Faşizmin demagojiye, kitlesel demagojik propagandanın (ırkçılık, liberal milliyetçilik, seks, anti-siyonizm, anti- komünizm gibi) çeşitli biçimlerine ihtiyacı vardır. Halkâ karşı kullandığı kaba kuvvet, onları kendinden ya na çekmek ve mümkün olursa ikna ederek, mümkün değilse zorlayarak faşist örgütlere katılmaya yöneltmekle biraradadır.
Faşizmin bu kitlesel karakteri üzerindeki ısrarı (1934 makalesinde ve 1935 derslerinde) bu soruna Togliatti’nin özel katkılarından biri olmuştur. Faşizmin sınıfsal karak terini anlamâk zorundasınız, diyordu; çünkü emperyaliz mi, tekelci kapitalizmi anlamadan faşizmi anlayamazsı nız; ama aynı zamanda faşizmin kitlesel karakterini de kavramak zorundasınız. Tekelci kapitalist diktatörlüğün faşist biçimi; kitle desteği sağlamak, ve başarılı olduğu yerlerde kitlesel örgütlerini en ileri ölçüde genişletmek ve derinleştirmek yönündeki sürekli çabalarıyla belirlenir. Faşizmin en güçlü yönü de, onu çökerten zayıf noktası da buradadır
Reklam
1934 tarihli makale ve 1935 Dersler'i sırasında, Komü nist Enternasyonal Yürütme Komitesi Onüçüricü oturumu tarafından Dimitrov’un 1933 Kasım—Aralığında Moskova’ da kabul edilen ve daha sonra da Komünist Enternasyonalin Yedinci Kongresine parlak bir biçimde sunduğu faşizm raporundaki faşizm tanımım yani Faşizm, finans kapitalin en gerici en şövenist ve en emperyalist unsurları nın açık, terörist diktasıdır, tanımını Togliatti faşizme yaklaşımına bir temel kabul etti. Faşizm, tekelci sermaye için bir kitle taban aşılamaya çalışır. Bu tanımın saptanması, daha önceleri ortaya atılan türlü çeşitli, teorilere; faşizmi küçük burjuvazinin bir teori ve pratiği olarak kabul eden reformist yaklaşıma Troçkinin Bonapartçı yaklaşımına, burjuva demokrasisi ile faşizmi eşitleyen, Bordiga’nınki gibi antik Komünist sekter görüşe; sosyal demokrasiyi sosyal faşizm olarak tanımlayarak her iki kavramı bulanıklaştıran yaklaşımlara göre, daha ileri ve doğru bir adım oluşturmaktaydı.
«Faşistleşme» sürecinin, ya da faşizme doğru gelişmelerin çok farklı biçimlerini tanımak, faşizme yönelik hertürlü eğilimi doğar doğmaz boğmak gerekir.
Togliatti, («Faşizmin Gücü Nerededir?» adlı makalesinde,) «kalıplaşmış ve anlamsız sözlere takılmanın» «yanlış karşılaştırmalardan kaçınmanın» tehlikelerini vurgulamaktaydı. «Faşizmi incelerken, İtalyan faşizminin gelişi mini, deneyimini, mekanik olarak diğer ülkelere uygulan masından kaçınmak gerektiğini» tekrarlamayı da gerekli görüyordu. Dersler sırasında, köken, biçim ve sınıfsal bi leşim açısından İtalyan ve Alman faşist hareketleri ara sındaki önemli farklılıkları tartışmaktadır. İlk dersinde şöyle der: İtalya için geçerli olan tüm ülkeler için geçerli olmalıdır diye düşünmeyin. Faşizm çeşitli ülkelerde farklı biçimler alabilir.»
Ama en olağan terör biçimi “ekonomik” terör diyebileceğimiz baskıdır. Her işçi, eğer faşist bir örgüte üye değilse, hatta anti-faşist duygularını üstü kapalı olarak bile gösterecek olursa, faşist gösterilere katılmazsa, etkin bir anti-faşist olduğundan kuşkulanılırsa, işinden olacağını ve bir daha iş bulamayacağını bilir.
Faşist basın, her şeyden önce, egemen sınıfları birbirine düşüren anlaşmazlıkları saklamaya ve burjuvazinin güçlerini faşizmin saflarında birleşmiş, yoğun güçler olarak göstermeye çalışır. Yığınlar arasında faşist etkinin yayılmasının başlıca etkenlerinden biri budur.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.