Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mitler Gerçekler

Fatih & Fetih

Erdoğan Aydın

Fatih & Fetih Gönderileri

Fatih & Fetih kitaplarını, Fatih & Fetih sözleri ve alıntılarını, Fatih & Fetih yazarlarını, Fatih & Fetih yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ısrarla “onun emri gereği” ülkeleri fethetmek, boyun eğmeyenleri öldürmek zorunda olduklarını söylüyorlardı. oysa bir tanrının, yarattıklarının birbirine böylesi vahşetle saldırmalarını asla istemeyeceğini, bu en az diğeri kadar iyi ve kötü, en az diğeri kadar haklı ve haksız insancıkların birbirine zulmetmelerini emretmeyeceğini düşünemiyorlardı. onun “öldürün, fethedin!” diyen sesi yoktu, hiç olmamıştı, ama her şeyi “onun adına” yaptığını söyleyenler vardı. papazlar, şeyhler, imparatorlar sürekli onun adına konuşup insanları birbirinin düşmanı, işgalcisi, katliamcısı kılıyorlardı. her şeyi onlar yapıyor, ülkeleri fethettiriyor ve kendi mülkleri haline getiriyorken, yönetilenlere bu fetihlerden çöplenmek veya ölmek kalıyordu; başkasının meşru haklarına, meşru mallarına ve bedenlerine dokunulamayacağı evrensel ahlak kuralını çiğnemek, insanlıklardan yana erozyona uğramak pahasına… sonuçta birilerinin bir şeyler adına egemen olma yönelimleri, bu kısacık hayatın birbirini takip eden nesillere zehir edilmesiyle sonuçlanıyordu.
"Dönme ve devşirme devlet adamları sınıfı, kapıkulu taifesi, kuruluşundan itibaren 90 yılı bulan bir gelişme içinde padişahın çevresinde devlet kapısını, yüksek hizmet makamlarını Türk soylulara kapatıyor ve iktidar için savaşan ve iktidarı tekellerinde tutmak isteyen bir sınıf ve parti oluşturuyordu" (Muzaffer Özdağ, Tarih ve | Toplum, sayı 65, $. 10).
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Fetih sonrasında gayri Müslimlere ilişkin uygulanan politika şeriatçı duyarlılıklarca ağır eleştirilere uğramaktan geri kalmayacaktır. Namık Kemal bu durumu şöyle aktarır: Şeriatçı din adamları, 'Şevket-i Muhammediye'nin kuvvet ve kudreti bu derece yükselmişken, Hıristiyanları, kılıç ile İslam'ı kabul etmeleri arasında bırakmaya ne mani var? Hele yıkılan devletin ileri gelenlerini serbest bırakmak, mülk içinde bir fesat fırkasının bekasına cevaz vermek değil midir?' yollu ta'rizlere kalktılar. Fatih ise, 'Din-i Mübini, hazreti Allah'tan ziyade himaye iddiasında bulunmak ne büyük haddini bilmezliktir?' cevabıyla birinci itirazı
Sayfa 181Kitabı okudu
Eğer söz konusu savaştan Akkoyunlular galip çıkmış olaydı, büyük bir olasılıkla bu gün Türkiye Osmanlıların değil Akkoyunlu devletinin devamı olarak tarih sahnesinde olacak ve tarih metinlerimizde Uzun Hasan'ın olumlulukları Fatih'inkilere ağır basacaktı. Hatta kimbilir, şovenlerimiz, Fatih'in bizzat Türklere Yaptığı zulümlerden, hatta onun kimbilir belki de "Hıristiyan" olduğundan söz edeceklerdi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Nitekim mirasçısı olmakla övünmemiz istenen Osmanlı tarihi, Andolu'daki tüm Türk beyliklerinin ve Türk olmayan diğer İslam egemenliklerinin birbir yıkılmasının savunulması ve onların aleyhine bir koşullandırma amacına uygun yazılmıştır. Örneğin Türk ulusu açısından, en az Osmanlı'nın Türklüğü kadar Türk olan Anadolu Türk beyliklerini de, örneğin Candaroğulları, Saruhan oğulları, Germiyanoğulları, Aydınoğulları, Menteseoğulları, Eşrefoğulları, Dulkadiroğulları, (Türkçemizi borçlu olduğumuz) Karamanoğulları, ve tabii (resmi tarihlerimizin 'Acem! olduğu izlenimi verdiği, oysa Osmanlı'ya göre çok daha saf Türk olan) Akkoyunluları da sahiplenmemiz gerekmez miydi? Oysa salt onları tasfiye eden Osmanlıları atalarımız belleyen bir tarih yazımıyla karşı karşıyayız.
Sayfa 149Kitabı okudu
İki taraf da genel saldırı için son hazırlıklarını tamamlar. İki taraf da aynı Allah'a ayrı peygamberler aracılığıyla dua eder ve zaferin kendisine bahşedilmesi için yalvarır. Osmanlılar Bizanslılar için "fena dinsizler" idiler ve Allahlarından kendilerini onlara karşı korumasını istiyorlardı. Bizanslılar da Osmanlılara göre "Kâfirler" idiler ve aynı Allah'a onları yenmesi için kendilerine yardım etmesini istiyorlardı.
Reklam
"Tarih bütün bilimlerin anasıdır ama, tarih bilimi kendi gerçeklerinden kaçan toplumlar için hiçbir önemi olmayan saçma bir çalışmadır. (...) Gerçekçi olmak, gerçeklerin kabuklarıyla yetinmekten utanmakla başlar" diyor Kemal Tahir, Osmanlı Üzerine Notlar'ında (Bkz. Notlar, 5.14).
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.