Unlu Alman tarihci Franz Babinger, Venedik arsivlerine dayanarak, daha evvel on dort kez suikasta maruz kalan Fatih Sultan Mehmed' in on besinci tesebbuste zehirlenerek öldürüldügü kanaatindedir...
"Ey Ogul! Senin gibi nice beyleri kapisinda irgat diye kullanan bir padisahin, kus tuyu yataklarda yatmasi munasipken, bir Trabzon Kalesi icin bunca sıkıntı ve mesakkat cekmesine deger mi?"...
Grenard ise “Osmanlıların tarihini kavrayabilmek için, onları Doğu Roma’nın ikinci kurucusu saymak gerekir. Nitekim girişimlerine Rumeli dedikleri Avrupa coğrafyasından başlamışlardır. Osmanlı hanedanı ile yeni bir Avrupa imparatorluğu sahneye çıkmıştır. Osmanoğulları ailesinin Roma imparatorlarının yerini aldığını dile getiren Chalcondyles ve
Sultan Mehmed Halil Paşayı çağırtarak; “Babamdan rica edesin ki o durup Edirne’yi İstanbul keferesinden korusun. Bense Haçlılar üzerine varıp gaza edeyim.” deyince Çandarlı Halil Paşa kendisine; “Şehzadem! Padişah Hazretleri’ne ben bu sözü söylemeye kadir değilim. Elhamdülillah padişahımız geldi. Şimdiden sonra tedbir onundur. O nasıl söylerse öyle olur. Hem bu düşman ağır düşmandır. Ve şehzadem sen dahi bir taze gülsün.” yanıtını verdi. Çandarlı Halil Paşa’yı ikna edemeyen genç padişah, babasını karşılamak üzere huzuruna çıkıp elini öptükten sonra, bizzat sefere gitme isteğini tekrarladı: “Padişahım! Rica ederim ki bu gazaya beni dahi götüresiniz. Ben dahi gaza edip, din-i mübin uğruna küffar-ı haksara kılıç vurayım.” deyince Sultan Murad; “Yok oğul, bu sözü sen söyleme. Sen benim dediğim gibi eyle. Ol düşman yaman düşmandır. Ben düşmana vardığımda bu tahtı, Konstantiniyye keferesine karşı koruyasın.”deyip oğlu Mehmed’i başkentte saltanat vekili tayin ederek, pek çok nasihatler söyledikten sonra hayır dualarla düşmana karşı yola koyuldu.
Languschi, sultanın amacının dünyada tek imparatorluk, tek iman ve tek hükümdarlık olduğunu yazar. İbn Kemal “tedbir-i cihangirlik zikrinde idi” diyerek Fatih’in bu cihan hâkimiyeti fikrine işaret etmiştir.